Şevket Sürayya'nın İnkılap ve Kadro'su. Bilgi yayınevi. 1968 baskılı. Kaptım. Halide Edip Adıvar'ın bende olmayan bir yapıtı. Atlas yayınevinden... O da eski. Sevindim. Satın aldım... Kitapçıyla tanıştım. Gene uğrarım dedim... Bir yıl sonra Rizespor küme düştü. Gidemedim... Lige çıkınca gideceğim, Beşiktaş maçına. Çıktım kitapçıdan. Yürüyorum. Giderek kalabalıklaşıyor cadde. Alt caddeye dönen bir yerde balıkçılar.... Marulcular, limoncular. Hamsi, istavrit, mezgit, sargan, levrek, somon, alabalık. Çevrede üç beş de balıkçı aşevi var... Tezgahta, arabada balık pişiren de... Burası Rize'nin balık alma, balık yeme sokağı, caddesi. Sizi balık yemeye çağıran, keskin mi keskin bir koku... Eşim Rafet'le de gittim Rize'ye. Oğullarımın satış yerine "mal" almak için. Bildiğim sevdiğim yerleri gezdirdim eşime. Öğretmenevinde geceledik...
Nisandı. Hava kapalıydı. Çiseye dönmek üzereydi. Pazardı. Erken kalktım. Rafet, Çağdaş uyuyor. Giyindim. Pardösü, şapka... Kıyı yoluna indim. Geçen otobüsleri kolluyorum. Hopa,
Rize yazanını durduracağım. Artvin Ekspres. El kaldırdım, durdu. Saat 6.30... Yollarda durdu. Trabzon'da da... Saat 10'da Rize otogardayım. İndik. Rizespor-Beşiktaş maçı 19'da. Görele'ye en erken dönmek için gece 10.30, 11.00... saatlerinde kalkan otobüs bulmalıyım. İstanbul'a giden otobüslerden... Araştırdım. Buldum. Bilet kestirdim. 25 lira. Dönüşü kesinleştirdim. Şimdi maç bileti alacağım. Sordum soruşturdum. Meydandaki parkta bilet satılan yer varmış. Geze geze gittim. Sıraya girdim. Bileti aldım. Maç da tamam. Oturdum bir ağacın altındaki oturma yerine. Telefon ettim eve. Onlar da beni deniz kıyısına balık tutmaya gitti, sanmışlar. Rizedeyim, dedim. Şaşırdı. Ne Rize'si? Maça, maça geldim, Beşiktaş maçına... Sıkılmaym. Gece bir buçuk ikiye doğru evdeyim. Bir isteğiniz var mı? Rize'ye ilk maça gidişim böyle başladı...
Zeyyat Selimoğlu, Mehmet Salihoğlu... Rizeli önemli iki yazar. Yapıtlarını ilgiyle okudum.
Rize'nin çok önemli atma türkücüleri var. Bunlar saatlerce birbirleriyle atışıyorlar, karşı beri denen geleneği sürdürüyorlar. Osman Efendioğlu Taşköprü köyünden. "Torpi Dayı" Mustafa Sarı Pazarköylü.
Osman Efendioğlu Pazarköy'e gider. Yaşlı Torpi Dayı'yla çatışmak ister. Torpi Dayı kolundaki atmacayla ilgilenir. Atmaca tehlikeli biçimde Torpi'nin yüzüne atılır. Osman Efendioğlu bunu fırsat bilir:
Gozini çıkaracak
Kolidaki atmaca
Torpi Dayı:
Bugünlerde hastadu
Osman Efendioğlu:
Anladun mi zorini
Belki arayi koca
.... atışma sürüp gider.
Rize'de horan yaygındır. Onların horanları bizim Görele'nin horanlarına benzemez. Kemençe - tulum kaynaşmasının etkisindedir. Yörede Hemşin, Yüksek Hemşin, Mematina, opaloğlu, Laz Horanı, Alika, Papilat, Kız Horanı, Çift Ayak, Kurdeşen, Cinciva adlı horanlar oynanmakta. Rize'den bir horan türküsü(Hulusi Küsbeci, Seçici Kurul Üyesi):
Muska yazduracağum
Çaykarali hocaya
Ablasu dururiken
Kendi gitti kocaya
Saçları sari sari,
Sahtedur bakışları
İmanuna dinume
Ondan olursa karı
Sana olan aşkumi
Toprağa gömeceğim
Seni bana sorana
Eldi söyleyeceğim