Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

GÜNLÜK BUGÜNDEN

Bugün günlerden cumartesi, 3 ağustos 2024 yanık kokan, güneş ışığından her yerin ayna gibi parladığı birgün. Güneşten yanan tenim sızlıyor. İçim, içime sığmıyor. Kasabada sokaklar yabancı ırgatlarla dolu. Uzak illerden kasabaya akın etmişler. Kasabalılar meydanda yok gibi. sanki kasabayı bir başka insanlara bırakıp ırayıp gitmişler. Her zaman olduğu gibi boş sokaklarda gezerken canım sıkıldı. can sıkıldı mı gidermek için bir şeyler bulurum hep. bugün ilk defa değişik bir işe gittim. Nakliye aracı olan bir arkadaşımla Haydarlı köyünden iki oturma gurubunu alıp, İsmail beyli köyüne götürecektik. Haydarlı köyünde oturma grubunu alacağımız eve geldiğimizde, Köşk görümünde ki, evin kapısı açıldı. Bizi iki kız kardeş karşıladı. Gün görmüş görgülü oldukları hal ve hareketlerinden anlaşılıyordu. Evin içinde bir oksijen tüpü, Konforlu yüksek ilk defa gördüğüm bir hasta arabası. Evde bir hasta olduğunu anlatıyordu bana. O kadar etkilendim hayretle tek kişilik koltukları arabaya koyduk, daha sonrada oturma grubunun bulunduğu odaya girdim. Hastane yatağı, yatağın ayak ucunda aktif, radyo gibi bir cihaz, tertemiz bembeyaz örtüler üzerinde iki eli kalbinin üzerinde, gözleri baygın, göz kapakları aralık ve hareketsiz, göz bebekleri ufacık bir kapı aralığından bakınca gördüğüm donuk renkli ay gibi. El parmakları uzamış bir amca. -Geçmiş olsun dedim Teşekkür ettiler. İster istemez kendimden geçtim. Annem ile babamı hatırladım hastane odasında -Ne güzel bir evlatlık. dedim. -Allah böyle evlatları herkese nasip etsin ne güzel bakıyorsunuz deyince, Yüzünden merhamet ve asalet akan kadın, -Nasıl bakmayalım, o bizi nasıl baktı bir bilseniz dedi. Elleriyle babasının yüzüne ellerine dokundu. Arkadaşımı gösterdi -Bak baba kim gelmiş bak dedi Adam arkadaşı görünce hatırladı hayallere dalar gibi, göz kapakları hiç aralanmadı ama dudaklarında pembe bir gülümseme belirdi. -Hatırlar tanır benim güzel babam dedi kadın. Öptü babasını. Adam sanki nefes bile almıyordu. İki oturma grubunu bize yardım ettiler arabaya yerleştirdik. Düştük İsmail beyli yoluna. Köyün hemen üç yüz, dört metre yukarısında bir eve getirdik. bizi iki kişi karşıladılar ve koltukları, oturma grubunu taşıdılar bize de dönüp kasabaya gelmek düştü. Eve gelirken kaldırıma bir kuş kondu. İlk defa gördüğüm bir kuş. İşaret parmağı kadar. İnsanın göz bebeği kadar başı, Baş parmağı boğumuna kadar gövdesi, serçe parmağı kadar tek telek bir inen, bir kalkan kuyruğu vardı. Korkusuzca önümde ot kadar ince çarpık ayaklarıyla, sanki duvar saatinin saniyesine benzer çabuklukta uçarcasın koşuyordu. Bir süre ot gibi ayak hareketlerine odaklandım. Sanki yürürken dans ediyordu. Ufacık olmasına rağmen dağ kadar yüce bir cesaret sunuyordu bana. Güneş öyle bir parlıyordu ki, resmini çekmeme fırsat vermedi. Ben peşte o önde biraz yürüdük. sanki uçmaktan bıkmıştı. Uçmak istemiyordu. Bir anda gözlerim boşlukta kaldı. çoktan ırayıp kaybolmuştu. Yatakta yatalak amca yatağa mahkum bakıma muhtaç, aletlerle yaşayan amcaya inat parmak kadar kuş harikalar yaratıyordu. İçimden derin bir nefes almak geçti. içimi dolduramadım. Dolu dolu bir nefes alamadım. Bende insanım kolay değil yorulmuştum. Yorulmak dinlenince geçer de, şu yürek sızıları, hayat hikayeleri hiç dinlenmiyor. biri biterken diğeri başlıyor. İyi pazarlar can dostlarım. Hayat nefes alırken, kuş uçarken güzel değil mi....! M.Yayla-Görele
Ekleme Tarihi: 04 Ağustos 2024 - Pazar

GÜNLÜK BUGÜNDEN

Bugün günlerden cumartesi, 3 ağustos 2024 yanık kokan, güneş ışığından her yerin ayna gibi parladığı birgün. Güneşten yanan tenim sızlıyor. İçim, içime sığmıyor. Kasabada sokaklar yabancı ırgatlarla dolu. Uzak illerden kasabaya akın etmişler. Kasabalılar meydanda yok gibi. sanki kasabayı bir başka insanlara bırakıp ırayıp gitmişler. Her zaman olduğu gibi boş sokaklarda gezerken canım sıkıldı. can sıkıldı mı gidermek için bir şeyler bulurum hep. bugün ilk defa değişik bir işe gittim. Nakliye aracı olan bir arkadaşımla Haydarlı köyünden iki oturma gurubunu alıp, İsmail beyli köyüne götürecektik. Haydarlı köyünde oturma grubunu alacağımız eve geldiğimizde, Köşk görümünde ki, evin kapısı açıldı. Bizi iki kız kardeş karşıladı. Gün görmüş görgülü oldukları hal ve hareketlerinden anlaşılıyordu. Evin içinde bir oksijen tüpü, Konforlu yüksek ilk defa gördüğüm bir hasta arabası. Evde bir hasta olduğunu anlatıyordu bana. O kadar etkilendim hayretle tek kişilik koltukları arabaya koyduk, daha sonrada oturma grubunun bulunduğu odaya girdim. Hastane yatağı, yatağın ayak ucunda aktif, radyo gibi bir cihaz, tertemiz bembeyaz örtüler üzerinde iki eli kalbinin üzerinde, gözleri baygın, göz kapakları aralık ve hareketsiz, göz bebekleri ufacık bir kapı aralığından bakınca gördüğüm donuk renkli ay gibi. El parmakları uzamış bir amca.
-Geçmiş olsun dedim
Teşekkür ettiler. İster istemez kendimden geçtim. Annem ile babamı hatırladım hastane odasında
-Ne güzel bir evlatlık. dedim.
-Allah böyle evlatları herkese nasip etsin ne güzel bakıyorsunuz deyince, Yüzünden merhamet ve asalet akan kadın,
-Nasıl bakmayalım, o bizi nasıl baktı bir bilseniz dedi. Elleriyle babasının yüzüne ellerine dokundu. Arkadaşımı gösterdi
-Bak baba kim gelmiş bak dedi
Adam arkadaşı görünce hatırladı hayallere dalar gibi, göz kapakları hiç aralanmadı ama dudaklarında pembe bir gülümseme belirdi.
-Hatırlar tanır benim güzel babam dedi kadın. Öptü babasını. Adam sanki nefes bile almıyordu. İki oturma grubunu bize yardım ettiler arabaya yerleştirdik. Düştük İsmail beyli yoluna. Köyün hemen üç yüz, dört metre yukarısında bir eve getirdik. bizi iki kişi karşıladılar ve koltukları, oturma grubunu taşıdılar bize de dönüp kasabaya gelmek düştü. Eve gelirken kaldırıma bir kuş kondu. İlk defa gördüğüm bir kuş. İşaret parmağı kadar. İnsanın göz bebeği kadar başı, Baş parmağı boğumuna kadar gövdesi, serçe parmağı kadar tek telek bir inen, bir kalkan kuyruğu vardı. Korkusuzca önümde ot kadar ince çarpık ayaklarıyla, sanki duvar saatinin saniyesine benzer çabuklukta uçarcasın koşuyordu. Bir süre ot gibi ayak hareketlerine odaklandım. Sanki yürürken dans ediyordu. Ufacık olmasına rağmen dağ kadar yüce bir cesaret sunuyordu bana. Güneş öyle bir parlıyordu ki, resmini çekmeme fırsat vermedi. Ben peşte o önde biraz yürüdük. sanki uçmaktan bıkmıştı. Uçmak istemiyordu. Bir anda gözlerim boşlukta kaldı. çoktan ırayıp kaybolmuştu. Yatakta yatalak amca yatağa mahkum bakıma muhtaç, aletlerle yaşayan amcaya inat parmak kadar kuş harikalar yaratıyordu. İçimden derin bir nefes almak geçti. içimi dolduramadım. Dolu dolu bir nefes alamadım. Bende insanım kolay değil yorulmuştum. Yorulmak dinlenince geçer de, şu yürek sızıları, hayat hikayeleri hiç dinlenmiyor. biri biterken diğeri başlıyor. İyi pazarlar can dostlarım. Hayat nefes alırken, kuş uçarken güzel değil mi....! M.Yayla-Görele
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

06
Ağustos
04
Ağustos
31
Temmuz
29
Temmuz
28
Temmuz
28
Temmuz
23
Temmuz
21
Temmuz
19
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.