Herkeste bir telaşa var. Fındık geldi çattı. Kimse elini taşın altına koyup bahçeye gitmek istemiyor. Hemen bitsin deyip paldırcıya 3000-4000 lira, başka illerden gelenlere 1300-1600 lira verip bahçeden ürünü bir an önce kaldırmak istiyor. Bu telaşa neden. Fındık toplamak bu kadar zor mu? Uzun günlerde sabah erken kalkıp, güle söyleye toplamak varken ne bu telaşa. Kasketli ırgat ağalarına yalvarmalar, bahçelerini başka yarıcılara peşkeş çekmek anlamsız geliyor bana. Elbette her işin zorluğu gibi fındık toplamanında zorlukları vardır. Taşıma zorlukları vardır. Hiçbir şey çalışmadan olmaz. Emeksiz ekmek olmaz. Emeksiz elde edilen gelecek bir rüyadır. Fındıktan para kazanmak istiyorsak, emek harcayıp bahçeler koşacağız. Yevmiyeciye hasat ettirirsek elimizdeki hasatın parasını alır giderler. Fakirleşiriz. Aslında fındık toplayan yevmiyecilerden ne farkımız var bizim. Haydin daha güzel yarınlar için zorda olsa bahçelere koşalım. Malını başkasının hizmetine sunanlar esir yasamaya namzettirler. Vadiler şenlensin. Ürünümüz bol ve bereketli fındığımız değerini bulsun. Ben akıl vermiyorum. Güçüm yettigince kendim toplayacağım. Bitirince uyarına gelirse başağa bile gideceğim. Fındık yeşil altınsa toplamak lazım. At kantara, al parayı, daha ne olsun. Fındık alın teridir. Kimsenin alın teri, bir başkasına hayır etmez. Sevgi ve saygılarımla. Herkese kolay gelsin.
M.Yayla-Görele