Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şükrü ÇOBAN
Köşe Yazarı
Şükrü ÇOBAN
 

YILLAR NE ÇABUK GEÇMİŞ(2)

 Önceki yazıyı, "O gün, DSP'nin haftalık grup toplantısı varmış, İsmail Abi'yle grup toplantısına katıldık...     Başka da işimiz olmadığı için, o gece Eynesil'e döndük." diye bitirmiştik.      Eynesil'e döndüğümüzde günlerden perşembe idi.     Bir gün dinlendikten sonra, 18 Temmuz 1997 cuma günü çocuklarla birlikte, o yılki Kazıkbeli şenliğine katılmak için yaylaya çıktık...     Yaylada(Bizim oba ünlü Aksu Obası'dır.) on gün kadar kalıp döndük.    Bu arada, yaylada gazete ve televizyon olmadığı için, ülkede ve dünyada ne olup bittiğinden habersizdim.    Eynesil'e döndüğümde, Eynesil İlçe Milli Eğitim Müdürü olacağım konuşuluyordu...   Demek, halk arasında, Ankara'ya gidişim bu şekilde değerlendirilmişti...   Halbuki bu konuda hiç bir talebim ve isteğim olmamıştı...    Durumu DSP ilçe başkanı İsmail Yel abiye sorduğumda, ben de duyuyorum, dedi...     Beş on gün böyle, şaka şamata devam etti...     Bir akşam, Ordulu eniştem Mahmut Dervişoğlu ile otururken babam, konuyu açtı ve nedir bu, müdürlük konusu, diye sordu.     Ben de; ciddi bir konu yok, sizin kadar biliyorum, dedim.     Dilekçen filan yok mu?     Yok baba, dedim.     Bunun üzerine, iyi dedi onlar yaparsa, olusun, dedi ve bir anısını anlattı.     Bir gün, Kemaloğlu Kemal bana, İbrahim seni CHP yönetim kuruluna aldık, haberin olsun dedi...     Ben de, Kemal Emi benim öyle bir talebim olmadı, deyince, o da; toplantıda Nazım Çoban ve Mehmet Çalık senin olmanı istediler, dedi.     O zaman ben de, bu durum başka, onlar istediyse tamam mesele yok, dedim dedi.     Bu anısını anlattıktan sonra tekrar konuya dönüp, müdürlük işi onlardan çıktıysa, sen de kabul edebilirsin, dedi.     Söylentiler bu şekilde üç dört ay sürdükten sonra, bel ağrısı(Ev taşırken belimi incitmişim) nedeniyle Giresun Devlet Hastane'sinde muayene için, sıra beklerken bir arkadaştan, Eynesil İlçe Müdürlüğü ile ilgili yazının Giresun Valiliği'ne geldiğini öğrendim.     Muayene olduktan sonra, o zamanlar görev yerim olan Görele’ye geri döndüm, galiba günlerden cuma idi.    Pazartesi günü gelince, raporlu olmama karşın okula gidip durumu okul idaresine bildirdim.    Okul müdürü Mustafa Salihoğlu, Eynesil İlçe Milli Müdürlüğü'ne atanmışsın, hemen göreve başlaman gerekiyormuş, dedi.     Yazıyı görmek istedim, yazı yok dedi.      Nasıl olur, böyle önemli konu resmi yazı olmadan, bu şekilde mi tebliğ edilir, dedim.      O da, doğrusu ben de bir şey anlamadım, bu işin içinde bir terslik var. Nasıl olsa, raporlusun, git Giresun'dan veya  Eynesil'den durumu öğren, dedi.      " Bereket ibadullah,       Ya sabır ya sabır Abdullah! "      Okullar açılalı neredeyse iki ay olmuştu, birinci sınav tarihlerini belirlemiş, planımızı ona göre yapmıştık.      Bu durumda öğrencileri ve okulu yüzüstü bırakıp gitmek de görev anlayışıma testi...      Böyle plansız, yaptım oldu işlerinden de hiç hoşlanmıyordum...      Üstelik okul lojmanına yeni taşınmış, taşınırken de belimi incitmişim, müdürlük işi doğru ise, yeni taşındığımız evden tekrar taşınacaktık.      Durumun ne kadar sıkıcı olduğunu ev taşıyanlar çok iyi bilirler...      Bu ruh hali içinde dolmuşa binip hasta hasta Eynesil'e geçtim.      Belimin ağrısından dolayı da zor yürüyordum...      Doğrudan Sakıp Sabancı Öğretmen Evi'ne geçtim...      Bizim meraklılar(!..) beni bekliyorlarmış, git hemen göreve başla, dediler.      Durun bakalım, önce yazıyı görelim, üstelik ben raporluyum, dedim...      Dedim, amabeni kim dinler?!.      Tamam, dedim, kaymakamlığa gider, durumu öğrenirim...
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2024 - Pazar

YILLAR NE ÇABUK GEÇMİŞ(2)

 Önceki yazıyı, "O gün, DSP'nin haftalık grup toplantısı varmış, İsmail Abi'yle grup toplantısına katıldık...
    Başka da işimiz olmadığı için, o gece Eynesil'e döndük.
" diye bitirmiştik.
     Eynesil'e döndüğümüzde günlerden perşembe idi.
    Bir gün dinlendikten sonra, 18 Temmuz 1997 cuma günü çocuklarla birlikte, o yılki Kazıkbeli şenliğine katılmak için yaylaya çıktık...
    Yaylada(Bizim oba ünlü Aksu Obası'dır.) on gün kadar kalıp döndük.
   Bu arada, yaylada gazete ve televizyon olmadığı için, ülkede ve dünyada ne olup bittiğinden habersizdim.
   Eynesil'e döndüğümde, Eynesil İlçe Milli Eğitim Müdürü olacağım konuşuluyordu...
  Demek, halk arasında, Ankara'ya gidişim bu şekilde değerlendirilmişti...
  Halbuki bu konuda hiç bir talebim ve isteğim olmamıştı...
   Durumu DSP ilçe başkanı İsmail Yel abiye sorduğumda, ben de duyuyorum, dedi...
    Beş on gün böyle, şaka şamata devam etti...
    Bir akşam, Ordulu eniştem Mahmut Dervişoğlu ile otururken babam, konuyu açtı ve nedir bu, müdürlük konusu, diye sordu.
    Ben de; ciddi bir konu yok, sizin kadar biliyorum, dedim.
    Dilekçen filan yok mu?
    Yok baba, dedim.
    Bunun üzerine, iyi dedi onlar yaparsa, olusun, dedi ve bir anısını anlattı.
    Bir gün, Kemaloğlu Kemal bana, İbrahim seni CHP yönetim kuruluna aldık, haberin olsun dedi...
    Ben de, Kemal Emi benim öyle bir talebim olmadı, deyince, o da; toplantıda Nazım Çoban ve Mehmet Çalık senin olmanı istediler, dedi.
    O zaman ben de, bu durum başka, onlar istediyse tamam mesele yok, dedim dedi.
    Bu anısını anlattıktan sonra tekrar konuya dönüp, müdürlük işi onlardan çıktıysa, sen de kabul edebilirsin, dedi.
    Söylentiler bu şekilde üç dört ay sürdükten sonra, bel ağrısı(Ev taşırken belimi incitmişim) nedeniyle Giresun Devlet Hastane'sinde muayene için, sıra beklerken bir arkadaştan, Eynesil İlçe Müdürlüğü ile ilgili yazının Giresun Valiliği'ne geldiğini öğrendim.
    Muayene olduktan sonra, o zamanlar görev yerim olan Görele’ye geri döndüm, galiba günlerden cuma idi.
   Pazartesi günü gelince, raporlu olmama karşın okula gidip durumu okul idaresine bildirdim.
   Okul müdürü Mustafa Salihoğlu, Eynesil İlçe Milli Müdürlüğü'ne atanmışsın, hemen göreve başlaman gerekiyormuş, dedi.
    Yazıyı görmek istedim, yazı yok dedi.
     Nasıl olur, böyle önemli konu resmi yazı olmadan, bu şekilde mi tebliğ edilir, dedim.
     O da, doğrusu ben de bir şey anlamadım, bu işin içinde bir terslik var. Nasıl olsa, raporlusun, git Giresun'dan veya  Eynesil'den durumu öğren, dedi.
     " Bereket ibadullah,
      Ya sabır ya sabır Abdullah! "

     Okullar açılalı neredeyse iki ay olmuştu, birinci sınav tarihlerini belirlemiş, planımızı ona göre yapmıştık.
     Bu durumda öğrencileri ve okulu yüzüstü bırakıp gitmek de görev anlayışıma testi...
     Böyle plansız, yaptım oldu işlerinden de hiç hoşlanmıyordum...
     Üstelik okul lojmanına yeni taşınmış, taşınırken de belimi incitmişim, müdürlük işi doğru ise, yeni taşındığımız evden tekrar taşınacaktık.
     Durumun ne kadar sıkıcı olduğunu ev taşıyanlar çok iyi bilirler...
     Bu ruh hali içinde dolmuşa binip hasta hasta Eynesil'e geçtim.
     Belimin ağrısından dolayı da zor yürüyordum...
     Doğrudan Sakıp Sabancı Öğretmen Evi'ne geçtim...
     Bizim meraklılar(!..) beni bekliyorlarmış, git hemen göreve başla, dediler.
     Durun bakalım, önce yazıyı görelim, üstelik ben raporluyum, dedim...
     Dedim, amabeni kim dinler?!.
     Tamam, dedim, kaymakamlığa gider, durumu öğrenirim...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.