Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

ÇOCUK MASALI

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanır uyanmaz, ufacık penceremize yılan gibi, uzanan hanımelinin kargacık, burgacık rengarenk çiçeklerinin kokusu dolardı içime. Ufacık penceremizin yukarı doğru kaldırılarak açılan dört ufacık camlı çerçevesinin altında bulunan, kalın tahta denizlikte şurup olsun diye koyduğumuz gül yapraklarıyla kıpkırmızı olmuş şişelerde gül şerbetiniz demlenirdi. O kadar güzel renkteydiler ki, şişede sanki elmas gibi parlarlardı. Iyice kızarınca limon, biraz şeker koyardık. Gül kokulu, gül tadında şerbetimizi içerdik. Kirazlar dallarda kızarmaya dönerken, nar ağacımız kapının hemen üç beş metre ötesinde kiraz ağacının yangınıyla yarışır, çingene pembesi çiçekleriyle sabah yelinde dalları kırılacakmış gibi savrulurdu.Nar ağacının hemen yanında, kocaman gövdesinde sanki göz yaşı gibi zamk damlacıkları fışkırmış siyah, siyah gülümseyen mor kadifeye sarılmış Amasya eriği parmak, parmak büyümeye çalışırdı.Süpürgeye benzeyen dallarında. Amasya eriğimiz bir kökte iki ağaçtı. Biri denize, diğeri dağlara bakardı. Güneş yükseldikçe gök yüzünde bembeyaz bulutlar öbek, öbek alçalır, ağaçların tepesine kadar çökerler, sanki olgunlaşmaya çalışan meyvelerden tatmaya gelirlerdi. İşte tam o sırada derinden gök gürler, şimşekler çakardı. Yer yerinden oynardı. Gök bir gürlerdi ansızın titrerdik. Beyaz bulutları kapkara taya benzeyen, tay gibi koşan bulutlar kovalar peşlerine berrak kalın kalın sular serperlerdi. Hırsız bulutlar kaçarken, deli tayların getirdiği yağmurlarla meyveler daha bir olgunlaşır, kocaman dut ağacında dutlar ballanmaya başlardı. Bir yeşil fırtına eserdi her yerde.Bir uğraş başlardı ağaçlarda. Çocukluk bu ya, isteklerimiz hiç bitmezdi. Tereyağlı ekmek, üstüne reçel isterdik hep. Hiç eksik olmazdı Annemin reçeli.üst üste bir kaç dilimle doymazdık. Biz istedikçe tazelerdi Annem. Ne güzel günlerdi.altmış yıl ötesi. Hâlâ canlı tütüyor içimde. Nar ağacından başka hiç bir şey kalmamış. Kendi başına yanıp duruyor zavallı. Bir kaç dalını da, ben kestim gençleşsin diye. Amasya eriği kurudu yıllar önce. Hanımeli alıp basını gitmiş. Hele o gül şurubu yok denizlikte. Yaz yağmurları o kapkara beyaz bulutların ardından koşan taylar hiç yok artık. Yağmurlar bile küsmüş. yağlı ekmek veren annem yok. Bir ben yapayalnız. Ne zaman olur bilinmez, faniyiz ben de yolcuyum her fani gibi. Şerbeti kim yaparsa yapsın. tek arzum herkes doyasıya yaşasın...! M.Yayla-Görele
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2024 - Cuma

ÇOCUK MASALI

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanır uyanmaz, ufacık penceremize yılan gibi, uzanan hanımelinin kargacık, burgacık rengarenk çiçeklerinin kokusu dolardı içime. Ufacık penceremizin yukarı doğru kaldırılarak açılan dört ufacık camlı çerçevesinin altında bulunan, kalın tahta denizlikte şurup olsun diye koyduğumuz gül yapraklarıyla kıpkırmızı olmuş şişelerde gül şerbetiniz demlenirdi. O kadar güzel renkteydiler ki, şişede sanki elmas gibi parlarlardı. Iyice kızarınca limon, biraz şeker koyardık. Gül kokulu, gül tadında şerbetimizi içerdik. Kirazlar dallarda kızarmaya dönerken, nar ağacımız kapının hemen üç beş metre ötesinde kiraz ağacının yangınıyla yarışır, çingene pembesi çiçekleriyle sabah yelinde dalları kırılacakmış gibi savrulurdu.Nar ağacının hemen yanında, kocaman gövdesinde sanki göz yaşı gibi zamk damlacıkları fışkırmış siyah, siyah gülümseyen mor kadifeye sarılmış Amasya eriği parmak, parmak büyümeye çalışırdı.Süpürgeye benzeyen dallarında. Amasya eriğimiz bir kökte iki ağaçtı. Biri denize, diğeri dağlara bakardı. Güneş yükseldikçe gök yüzünde bembeyaz bulutlar öbek, öbek alçalır, ağaçların tepesine kadar çökerler, sanki olgunlaşmaya çalışan meyvelerden tatmaya gelirlerdi. İşte tam o sırada derinden gök gürler, şimşekler çakardı. Yer yerinden oynardı. Gök bir gürlerdi ansızın titrerdik. Beyaz bulutları kapkara taya benzeyen, tay gibi koşan bulutlar kovalar peşlerine berrak kalın kalın sular serperlerdi. Hırsız bulutlar kaçarken, deli tayların getirdiği yağmurlarla meyveler daha bir olgunlaşır, kocaman dut ağacında dutlar ballanmaya başlardı. Bir yeşil fırtına eserdi her yerde.Bir uğraş başlardı ağaçlarda. Çocukluk bu ya, isteklerimiz hiç bitmezdi. Tereyağlı ekmek, üstüne reçel isterdik hep. Hiç eksik olmazdı Annemin reçeli.üst üste bir kaç dilimle doymazdık. Biz istedikçe tazelerdi Annem. Ne güzel günlerdi.altmış yıl ötesi. Hâlâ canlı tütüyor içimde. Nar ağacından başka hiç bir şey kalmamış. Kendi başına yanıp duruyor zavallı. Bir kaç dalını da, ben kestim gençleşsin diye. Amasya eriği kurudu yıllar önce. Hanımeli alıp basını gitmiş. Hele o gül şurubu yok denizlikte. Yaz yağmurları o kapkara beyaz bulutların ardından koşan taylar hiç yok artık. Yağmurlar bile küsmüş. yağlı ekmek veren annem yok. Bir ben yapayalnız. Ne zaman olur bilinmez, faniyiz ben de yolcuyum her fani gibi. Şerbeti kim yaparsa yapsın. tek arzum herkes doyasıya yaşasın...!
M.Yayla-Görele
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

06
Ağustos
04
Ağustos
31
Temmuz
29
Temmuz
28
Temmuz
28
Temmuz
23
Temmuz
21
Temmuz
19
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.