Aylardan Ekim, hazan sarmış yüreği. Mevsim sonbahar, bilindik günlerden bir gün değil bu, öykülerin satır aralarına dizildiği kalabalık ve iğne delikleriyle kanamış kanatılmış bir gün... Mevsimler gelip geçiyor, tıpkı ömrümüz gibi… İlkbahar, yaz derken işte sonbahar da geldi, hatta Ekim; tıpkı sararan yapraklar gibi rüzgarların peşine takılmış giderken Karadeniz Omurilik Felçliler Derneği olarak güneşli bir Pazar günü Çanakçı Belediye Başkanı Tuncay Kasım’ın davetlisi olarak Çanakçı deresinin kenarında muhteşem manzarası olan kuş sesleri ve derenin Şırıltısında huzur bulacağınız harika bir mekan olan Çanakçı Belediyesi Ana park ve Çepni Park'ını ziyaret ettik.
Sonbahar; bir başka deyişle hazan yani hüzün mevsimi. Kısalan günler, sararan yapraklar, yağan yağmurlar ve esen serin rüzgarlar hangimize hüzün vermez ki? Karadeniz Omurilik Felçliler Derneği olarak bugün Karadeniz Omurilik Felçliler Derneği Başkanı Asiye Divli ve dernek üyeleri arkadaşlarımız ile gazeteci arkadaşımız kaptan şoförümüz Mehmet Kavcı ile Çanakçı deresinin kenarında muhteşem manzarası olan kuş sesleri ve derenin Şırıltısında huzur bulacağınız harika bir mekan olan Çanakçı Belediyesi Ana park ve Çepni Park'ına gittik. Bizleri burada ev sahibi olarak Çanakçı Belediye Başkanı Tuncay Kasım ve Çanakçı’daki engelli dostlarımız karşıladı. Yaz mevsiminin son günlerini yaşamaya başladığımız Ekim Ayına veda etmeye hazırlandığımız bu günlerde ortak gibi hava da çok güzel ve güneşiydi. Biz engellilerin erişimini sağlamak için Asansör bile düşünülmüş olan Çanakçı deresinin kenarında muhteşem manzarası olan kuş sesleri ve derenin Şırıltısında huzur bulacağınız harika bir mekan olan ağaçlardan sararan yapraklar dökülürken çayımızı yudumladık. Mevsimlerin en hüzünlüsüdür sonbahar…
Ne çok duygu barındırıyor sonbahar içinde. Yaşanmış nice yaşam öykülerinin dudaklarda kalan buruk gülümsemesi, yüreklerde iyi hatırlanan mazide kalan sevgileri anımsatıyor. Sonbahara erince Gönüller nedense ilkbaharı özler hemencecik.
Bu sebeple sonbahar hırçındır, çok çabuk değişime uğrar duyguları. Sabah esen soğuk rüzgarlar, öğleye doğru ısıtır yürekleri, akşama doğru ise gene buz keser hava. Duyguları delişmen ve değişkendir sonbaharın. Haklı sebepleri var elbet. Minare yıkılmıştır yıkılmasına fakat mihrapta hasar görmüştür. Kırışıklar ortaya çıkar anıların izi olarak. Daha bir çabuk yorulur yürek İle beden oysa yapılacak o kadar çok iş vardır ki beyinde. Ne beden düşünceleri anlar, ne düşünceler bedeni.
En çok kendini sorguladığın Belki de acımasızca yargıladığın hatta mahkum ettiğin mevsimdir sonbahar. Başaramadığın ne varsa sonbaharda daha çok canını yakar. Zamanın boldur bu mevsimde bu sebeple eski defterler sık açılmaya başlanır.
Yaprak dökümü çoktan başlamıştır güçlü sandığın o yaşam ağacında. Sevdiğin kim varsa usulca çıkar ebediyetin merdivenlerini. Bazen veda etmeye zamanın olmamıştır. İş güç yaşam mücadelesi İle ne çok sevdiğini ihmal ettiğinin farkına varırsın bu mevsimde. Oysa pişmanlıklar ve yaşanmışlıklar fayda sağlamaz. Seninle baharı yaşayan ne çok yaprak bu sonbaharda dalını terk etmiş ve seni yalnız bırakmaya başlamıştır. Bu mevsimde Belki de en çok sende dalından kopup sonsuzluğa gitmeye korkarsın.
Sonbahar hiç bitmesin istersin. Yaşayabildiğin kadar güzel yaşamaya, taze yaprak gibi görünmeye çabalaman sebepsiz değildir. İlkbahar geride kalmış, yaz çalışıp çabalayıp kendini en çok yorduğun mevsim olmuş, sonbahar ise kıştan önceki son güzel mevsimdir artık.
Sonbahar bu sebeple çok anlamlı, çok güzel ve çok uzun yaşanan bir mevsimdir. Bahardır neticede son olan kalıcı olan bahardır. Sonbahar sarının bin bir çeşit tonunda, sonsuz maviliklerde kaybolma mevsimidir.
Her Ekim ayı geldiğinde bir buruk olur içimiz nedense?... Bir hüzün kaplar gönlümüzü... Sararan yapraklar şairlere, ressamlara ilham kaynağı olsa da, hazan mevsiminin başlangıcıdır Ekim ayıdır Ekim ayı… Yazın telaşından, sanki yorulduk. Bizi sar sarmala, tekrar tekrar doğalım tam yorulduğumuz yerde, liman ol bize sende sukuta erelim. Tekrar hayal kurmaktan korkan bize fısılda ´´hayalsiz dünyanın yükü taşınmaz de´´ biz doğalım Ekim de bir daha…
İlkbahar, yazı şen şakrak mutlulukla gezerek eğlenerek geçirip sonbahara geldiniz mi hiçbir şey yapmak istemez oluyorsunuz. Eve kapanıp yağan yağmuru izleyip çay yudumlayarak tüm günü geçirebilirsiniz. Yada film izleyip zamanın nasıl geçtiğini unutabilirsiniz...
Sıcakların bitmesiyle soğuk artacak, yağmurlar yağmaya başlayacak kalksın yazlıklar çıksın kışlıklar kim şimdi o botları, kazakları giymek ister. Hayat böyle işte her şeyin bir zamanı var elbet bir gün bitecek yaşanılanlar yenileri doğacak meydana…Sonbahar geldi mi tadını çıkartmak lazım kurumuş yapraklarıyla ağaç altında oturmak ,boğaz kıyısında , evde, sokakta , işte çay içmek, huzur bulmak sonbaharın geldiğini hissettirir. Sonbaharın insanlara göre her gelişi farklıdır kimine üzüntü kimine ise mutluluk verir.
Sonbahar herkese mutluluk ve huzur getirsin bu sonbahar. Her yaprağın bir çiçeğe dönüştüğü mevsimde güzel zamanlar yaşamak dileğiyle.
Çanakçı ’ya böyle bir eser kazandırdığı ve biz engellilerin buraya erişimini sağlamak amacıyla Asansör sistemi kurdurduğu ve nazik daveti için Çanakçı Belediye Başkanı Tuncay Kasım’a ve dernek başkanımız Asiye Divli’ye arkadaşlarımıza, bizlerin ulaşımını bugünümüzü ölümleştiren Mehmet Kavcı’ye teşekkür ederim. Serdar Kara