Her geçen gün insandan bir şeyler alıp götürürken, bazen de insana bazı armağanlar verir. Uzun yolların sonunda güzel bir köye veya şehre çıkarken yollarımız, bazen de hiç istemeyen, hiç kabul edemeyeceğimiz kuyulara düşürür bizleri. Çünkü bıçağın iki tarafı vardır. Bir tarafı keser, diğer tarafı dost gibidir. Hele bazı bıçaklar da vardır ki, iki tarafı da keser. Günü geldiğinde o iki tarafı da kesen bıçaklardan medet umar hale geliriz. Ya olur, ya olmaz deyip hayatın kumarını oynarız. Nasıl anlatayım, nasıl örnekleyeyim. Mesela kortizon her hastalığa devadır derler. Ama bir hastalığı iyileştirirken başka, başka hastalıklara kapı aralar. Ama eğer yaşamak için gerekiyorsa verirler. Yavaştan, yavaştan. Başka organları uyarmadan. Başka organlar uyanmadan şifa gelirse yavaş, yavaş sonlandırır doktor. Her şeyin ''Azı karar, çoğu zarar ''Demişler de ne güzel demişler. Ama insanoğlu işte yaradılışında hırs var. Hep benim olsun başkaları ne yaparsa yapsın bencilliği var. İşte bu olmasa yaşamak ne güzel olurdu. Başkalarına da yaşama hakkı vermek, dünya da belki de en büyük ibadet olsa gerek. Sonu olmayan bu dünya denen alemin, insanca yaşayan bir ferdi olmaktır cenneti ayaklarımızın altına serecek olan ibadet .Namaz eğer emir edilmişse insana bu yüzdendir. İnsan insana nasıl el kaldırır. İnsan nasıl silahla oynar, ve sanat adına flimler yapıp, bir birine doğrultur. Flim kahramanlarını neden bir ölüm makinesine çevirip çocukları , gençleri onlara neden özendirir. Güzel yaşamanın sırları neden anlatılmaz. Trajediler üzerinden neden rant kapıları aralanır. Güzel yaşamak herkesin amacı ise bu çağda niye savaşlar olur. Bin bir meşakkatle yapılan eserler, neden bir hamlede bir saniyede yıkılır. Okulları biz neden kurduk. İlime neden kazandıklarımızı aktardık. Zaten sayılı günlerde yaşadığımız dünya hayatına, zorbalıklar, yalanlar, haksızlıklar, açlıklar yakışıyor mu..? Hastaneler kurmuşuz. İnsanları iyiliğe sağlığa kavuşturmuşuz, sonra da bir hiç uğruna savaşlarda kurşunlamışız. İnsan düşünen bir varlıksa eğer, gelin bir saniye düşünelim. Emeklerimizi heba etmeden, yarınlara O canımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımıza, yaşanacak bir dünya bırakalım. Ölüm zaten hak, Veren alır. Yaşamak kutsal... Hayat masal, yaşamak gerçek... M. Yayla-Görele
Anasayfa
Yazarlar
Mustafa YAYLA
Yazı Detayı
Bu yazı 336+ kez okundu.
YAŞAMAK VARKEN
Her geçen gün insandan bir şeyler alıp götürürken, bazen de insana bazı armağanlar verir. Uzun yolların sonunda güzel bir köye veya şehre çıkarken yollarımız, bazen de hiç istemeyen, hiç kabul edemeyeceğimiz kuyulara düşürür bizleri. Çünkü bıçağın iki tarafı vardır. Bir tarafı keser, diğer tarafı dost gibidir. Hele bazı bıçaklar da vardır ki, iki tarafı da keser. Günü geldiğinde o iki tarafı da kesen bıçaklardan medet umar hale geliriz. Ya olur, ya olmaz deyip hayatın kumarını oynarız. Nasıl anlatayım, nasıl örnekleyeyim. Mesela kortizon her hastalığa devadır derler. Ama bir hastalığı iyileştirirken başka, başka hastalıklara kapı aralar. Ama eğer yaşamak için gerekiyorsa verirler. Yavaştan, yavaştan. Başka organları uyarmadan. Başka organlar uyanmadan şifa gelirse yavaş, yavaş sonlandırır doktor. Her şeyin ''Azı karar, çoğu zarar ''Demişler de ne güzel demişler. Ama insanoğlu işte yaradılışında hırs var. Hep benim olsun başkaları ne yaparsa yapsın bencilliği var. İşte bu olmasa yaşamak ne güzel olurdu. Başkalarına da yaşama hakkı vermek, dünya da belki de en büyük ibadet olsa gerek. Sonu olmayan bu dünya denen alemin, insanca yaşayan bir ferdi olmaktır cenneti ayaklarımızın altına serecek olan ibadet .Namaz eğer emir edilmişse insana bu yüzdendir. İnsan insana nasıl el kaldırır. İnsan nasıl silahla oynar, ve sanat adına flimler yapıp, bir birine doğrultur. Flim kahramanlarını neden bir ölüm makinesine çevirip çocukları , gençleri onlara neden özendirir. Güzel yaşamanın sırları neden anlatılmaz. Trajediler üzerinden neden rant kapıları aralanır. Güzel yaşamak herkesin amacı ise bu çağda niye savaşlar olur. Bin bir meşakkatle yapılan eserler, neden bir hamlede bir saniyede yıkılır. Okulları biz neden kurduk. İlime neden kazandıklarımızı aktardık. Zaten sayılı günlerde yaşadığımız dünya hayatına, zorbalıklar, yalanlar, haksızlıklar, açlıklar yakışıyor mu..? Hastaneler kurmuşuz. İnsanları iyiliğe sağlığa kavuşturmuşuz, sonra da bir hiç uğruna savaşlarda kurşunlamışız. İnsan düşünen bir varlıksa eğer, gelin bir saniye düşünelim. Emeklerimizi heba etmeden, yarınlara O canımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımıza, yaşanacak bir dünya bırakalım. Ölüm zaten hak, Veren alır. Yaşamak kutsal... Hayat masal, yaşamak gerçek... M. Yayla-Görele
Ekleme
Tarihi: 02 Ekim 2023 - Pazartesi
YAŞAMAK VARKEN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.