Yalın ayak öyle bir koşardık ki mahallenin patika yollarında. Ayaklarımız acımazdı. Bazen papatya tarlası çimenlere dalardık.Ayak bileklerimize kadar batardık yemyeşil çimenlere. Papatya toplardık demet demet. Sonra Papatya falları bakardık. Papatyanın beyaz cenek yapraklarını sarı göbeğinden tek, tek yolardık adeta. Seviyor,s sevmiyor, seviyor,.............
sevmiyor diye belki yüzlerce kez tekrarlardık. Sıra son beyaz çeneğe gelince, Seviyor gelirse seviyor, sevmiyor gelirse de sevmiyor anlamını çıkardık çocukluk sevdalarımızın. Ellerimize biriktirdiğimiz tomar tomar papatya demetlerinin saplarını tırnaklarımızla iğne delikleri gibi deler o deliklere papatyalar sokar, kocaman papatya dizinleri tapar boyunlarımıza takardık. Dut ağaçlarının altında gezinir yerlere düşen dutların temizinden yerken, bastığımız bir bal arısının ayaklarımızı sokmasıyla çığırarak eve koşardık. Çığlık, çığlık ateşlere düşmüş gibi ağlarken annem arının iğnesini çıkarır, Bıçağın arkası ile sanki, kazırdı arının soktuğu yeri. Güya arının zehirini çıkarırdı. Çok geçmez ekmek gibi şişerdi ayaklarımız. Yere basamaz olurduk. Hemen Annem Yoğurda mısır unu katar, hamur yapar ayaklarımıza sarardı. Yoğurtla mısır ekmeği öğle bir rahatlatırki ağrılar diner uykumuz gelir uyurduk. Bu her iki üç günde bir tekrarlanırdı sanki. Çember çevirirdik dar yollarda, çemberin peşinden koşarken elimizdeki demirden fırlar bayırlardan döner döner dik yamaçlardan uçardı çemberlerimiz. Kendimizi diken almış yollara salar çemberi bulmak için bahçelere dalardık. Dikenler hep yolar yırtardı her yerimizi.Saatlerce arasak da bulamaz ağlamaklı bayırlardan yukarı doğru evimizin yolunu tutardık. Kısacası hep güler, hem ağlardık oyunlarımızda. Eve gelir kapı önünden seslenirdik
-Ekmek versene ,ekmek versene
Kocaman bir dilim ekmek üzerinde tereyağ uzatırdı annem
-Üstüne reçel de reçel de derdik
Gül reçeli sürerdi üzerine ekmeğin ne güzel kokardı ya..!
Tüm yorgunluğumuz çıkardı bir dilim ekmekle. Ekmek ne güzel kokardı ya...!
Şimdi ayn ekmeği yemek isteyip bıçağı aldım elime ekmeği kestim. Dilim ettim. Tereyağ var mı, Hele üstüne gül reçeli..! Nerede, Hayalim kursağımda kaldı. O eski dilim ekmekler mazi de kaldı...!!! M.Yayla-Görele