Elli yıl geriye gidelim desem, herkese ne kadar zor gelir değil mi.? Elli yıl sonraya gidelim desem, hepimiz birden, hele bizim kuşak beni hayalcilikle suçlar. İşte hayat denilen, uğruna çabaladığımız kocaman bir hiç. O zaman bize elli, yıl ileriye gitmek hayal olsa da, Gelin elli yıl önce yaşanmış günlere gidelim. Geriye gitmek kolaydır. Hemen pır diye bir ufacık kuş çevikliği ile uçarım. Elli yıl öncesini bugün gibi yaşarım. Gelin lise bir yıllarıma gidelim. yetmiş beşli siyah beyaz yıllara...Yumun gözlerinizi binin uçan halıma gidiyoruz
Evimiz ile lise arası aşağı yukarı beş km kadar vardı. Her gün o yolu yayan yürürdük. Takım elbiselerimizle, kravat gömlekle, Saçlarımız hep aynı biçimde kesilmiş,Öğretmenlerimizin karşısında çakı gibi yakamız ilikli put gibi dururduk. bacaklarımızın titremesi, pantolon kumaşlarımızdan belli olurdu. sanki bir rüzgara kapılmış gibi uçuşurdu kumaş pır pır. Bazı arkadaşlarım yüksek köylerden geldikleri için lisenin hemen çevresindeki tek odalı ufacık odalarda kalırlardı. iki üç arkadaş bir araya gelir bu odaları kiralarlardı. Biz her gün evimize gidip gelsek de onlardan şanslıydık. Evimizde yer içer, aile birlikteliği içinde yaşardık. Öğretmenlerin gözü hep üzerimizde idi. Okul tuvaletlerinde tütün içenleri gözetlerler, Yakalandılar mı değnek tokat yemekten kendilerini kurtaramazlardı. Disiplin en üst seviyedeydi. Her sabah saç ,sakal, kılık kıyafet muayenesi yapılırdı. Bu korku ve travmalarla, derslerin ağırlığı ile geçen günlerimiz bir kabusa dönüşürdü. Sinemaya gitmeyi bile çok görürler, geceleri sinemaları basıp öğrenci ararlardı. Velilerimiz eti senin ,kemiği benim deyip teslim ettiği okul bize bazen bir hapishaneden farksız olurdu. Ama bu eğitim bizlere, erişilmesi çok zor bilgiler ve maharetler kattı. Saygıyı, sadakatı, öğretti. Hele Görele liseli olmanın kutsallığını işledi her yerimize. Her birimiz bire mümtaz kişiler olduk. Yüksek okula gidenler büyük adamlar oldular. Liseden mezun olup ileri gidemeyenler bir fakülte mezunu kadar bilgiye sahip olup toplumda hak ettikleri değeri buldular. Hala o bina dursa da eğitim çok değişti. Bizim zamanla, şimdi ki eğitim arasında uçurumlar var. Biz yürüyerek geldik. Şimdiler servislerle gelseler de. biz çilekeş bir kuşağın vefakar liselisiydik. Şimdi bakıyorum da, o zaman ki arkadaşlarıma ihtiyarlık üzerlerine sinse de hala genç ve zindeler. Bir kaç tanesi baston kullansa da. Kızıyorum bazen onlara, Atın bastonları, biz daha genciz desem de, Kaymakam lakaplı arkadaşıma bastonu bıraktıramıyorum. Elli yıl sonrası olmasa da elli yıl öncesinden bir kesitle rahatladıksa ne mutlu. İyi geceler diler saygılar sunarım. Kaymakam yarın bastonu çarşıya getirme. Boş ver tansiyon bir iner, bir çıkar. İçinde ki çocuğu uyar bu akşam. var mısın...? Merak etme, kaygılanma yarınlar bizim. Elli yıl daha yaşamasak da... !!!
M.Yayla-Görele