Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

ÇOCUKLUĞUMUN GÜZELLİKLERİ

Ben ufacık çocukken evimize bakan yamaçlarda çakallar ulurdu.Hele akşam yaklaşınca çakal ulumalarına kara kargaların çığlıkları karışır kara kargalar sürülerle kanat çırpıp gök güzüne sanki kapkara bir perde çekerlerdi. Gün kararır ufacık evimizin yıllanmış tahta kapısından içeri girer, Annemin tutuşturduğu çoban ateşinin kızıl ışığında kocaman mindere kurulur Önümüze gelecek sofrayı,mis tereyağı kokan taze inek sütünden unla çırpılmış şekerli muhallebiyi beklerdik.Kedi gibiydik.Günün yorgunluğu dizlerimize çöreklenir,diz kapaklarımızdaki yaraların biberiye sürmüş gibi yanmasıyla oflar puflardık.Annem çatmada ki gaz lambasını yakınca,ufacık pencerelerin haseden perdelerini indirince evin içine bir gariplik çöker tavandan çırçır böceği sesleri kurtlanmaya yüz tutmuş delik kalaslardan akan ırmak gibi evimize dolardı.Ne televizyon,ne radyo vardı.Annemin dilinde bazen ninni,Ocakta yanan yarmaçaların çıtlaklar saçarak yanarken çıkardığı sesler vardı.Bazen tavanda kocaman fareler ışıktan korkar takırtılarla tavanı bir uçtan diğer ucuna koşalardı.Ne büyük olurdu fareler.Alışmıştık onlara.Farelerden korkmazdık da kapıda karanlıkta önümüze çıkan kocaman paltan kurbağalardan öyle korkardık ki.Hele büyüklerimiz,Üzerinden atlarsan çarpılırsın,ağzın eğilir derde kalırsınız derlerdi.Geceleri uykularımız bölerdi kurbağalar.Hele yatarken duvar aralarından çıkan mat renkli pis kokulu tahta kuruları.Dokunsanız patlarlardı.Beyaz badanalı duvarlarımızı kan lekeleri kaplardı.Hele bir ısırdı mı nohut büyüklüğünde şişerdik pembe pembe. Gün doğunca perdeler gecenin karanlığı ile kalkar Annemin sesiyle yataktan kalkardık.Folluktan yumurtaya koşardık.Annem süt kaynatırdı.O sütlerin buğusunda nefesimiz açılır dilimizde lezzet uçardık güne.Horozlarımız öter, tavuklarımız gıdaklarken fırlardık ahşap kapıdan dışarı.Ta akşama kadar koşar koşardık.Acıktık mı kapıya kadar gelir bir dilim ekmek verirdi annem üzerine tereyağ sürerdi.Kesmezdi bir dilim yine yine derdik.Biz istedikçe annem daha bir sevinçle verirdi ekmeği elimize .Ekmekte tat vardı.Benim çocukluğumda yaşamak vardı....M.Yayla-Görele  
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2021 - Perşembe

ÇOCUKLUĞUMUN GÜZELLİKLERİ

Ben ufacık çocukken evimize bakan yamaçlarda çakallar ulurdu.Hele akşam yaklaşınca çakal ulumalarına kara kargaların çığlıkları karışır kara kargalar sürülerle kanat çırpıp gök güzüne sanki kapkara bir perde çekerlerdi. Gün kararır ufacık evimizin yıllanmış tahta kapısından içeri girer, Annemin tutuşturduğu çoban ateşinin kızıl ışığında kocaman mindere kurulur Önümüze gelecek sofrayı,mis tereyağı kokan taze inek sütünden unla çırpılmış şekerli muhallebiyi beklerdik.Kedi gibiydik.Günün yorgunluğu dizlerimize çöreklenir,diz kapaklarımızdaki yaraların biberiye sürmüş gibi yanmasıyla oflar puflardık.Annem çatmada ki gaz lambasını yakınca,ufacık pencerelerin haseden perdelerini indirince evin içine bir gariplik çöker tavandan çırçır böceği sesleri kurtlanmaya yüz tutmuş delik kalaslardan akan ırmak gibi evimize dolardı.Ne televizyon,ne radyo vardı.Annemin dilinde bazen ninni,Ocakta yanan yarmaçaların çıtlaklar saçarak yanarken çıkardığı sesler vardı.Bazen tavanda kocaman fareler ışıktan korkar takırtılarla tavanı bir uçtan diğer ucuna koşalardı.Ne büyük olurdu fareler.Alışmıştık onlara.Farelerden korkmazdık da kapıda karanlıkta önümüze çıkan kocaman paltan kurbağalardan öyle korkardık ki.Hele büyüklerimiz,Üzerinden atlarsan çarpılırsın,ağzın eğilir derde kalırsınız derlerdi.Geceleri uykularımız bölerdi kurbağalar.Hele yatarken duvar aralarından çıkan mat renkli pis kokulu tahta kuruları.Dokunsanız patlarlardı.Beyaz badanalı duvarlarımızı kan lekeleri kaplardı.Hele bir ısırdı mı nohut büyüklüğünde şişerdik pembe pembe. Gün doğunca perdeler gecenin karanlığı ile kalkar Annemin sesiyle yataktan kalkardık.Folluktan yumurtaya koşardık.Annem süt kaynatırdı.O sütlerin buğusunda nefesimiz açılır dilimizde lezzet uçardık güne.Horozlarımız öter, tavuklarımız gıdaklarken fırlardık ahşap kapıdan dışarı.Ta akşama kadar koşar koşardık.Acıktık mı kapıya kadar gelir bir dilim ekmek verirdi annem üzerine tereyağ sürerdi.Kesmezdi bir dilim yine yine derdik.Biz istedikçe annem daha bir sevinçle verirdi ekmeği elimize .Ekmekte tat vardı.Benim çocukluğumda yaşamak vardı....M.Yayla-Görele

 

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

06
Ağustos
04
Ağustos
31
Temmuz
29
Temmuz
28
Temmuz
28
Temmuz
23
Temmuz
21
Temmuz
19
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş