Fındık hasadı tam hız devam ediyor.Bahçeler insanlarla şenlendi. sanki şehir bahçeler.Yanık türkü söyleyenler, bağırmalar, çağırmalar,ara sıra kıyamet koparcasına şiddetli silah sesleri, Bütün bu kargaşa içinde dalları eğmek, yere düşen fındıkları bir sincap gibi toplayıp çuvallamak.Boynuna düşen bir böceğin yangısı ile
aklın baştan gitmesi. Benim bugün başıma ne geldi dersiniz. Dalı tam kavradım asıldım. dala yapışmış bir salyangoz başıma düşmez mi. Aklım gitti sandım. zaten akılda kalmadı başta neyse, o telaşa ile Elimde ki girebiyi kaybettim. Sanki iki metre kare yerde girebi uçtu. İşi gücü bırakıp girebi aramaya başladım. girebi uçtu diye bağıracağım. Baktım olacak gibi değil aramayı bırakıp fındık toplamaya devam ettim. Aklım girebide herşeyi girebi görmeye başladım. Akşam topladığım fındık sebetini sırtıma vurdum.girebiyi bulamadan bahçeden çıktım. Aklıma Hüseyin amcamın Bir akşam üstü bize anlattığı hikayeyi hatırladım. '' Bir hamal bir gün bir fırına gitmiş.O yıllar fırında haşlanmış yumurta satılırmış.
Adam fırıncıya
-Bir yumurta ,bir çeyrek ekmek ver der
Fırıncı istediğini verir.Adamcağız ekmekle yumurtayı yer
-Borcum der
Fırıncı
-Borcun bin akça der Adam afalar
-Fırını mı sattın bana bir yumurta bir çeyrek ekmek bin akça olur mu olur demiş fırıncı
-Nasıl
-Bak demiş bir yumurta yedin ,Yemeseydin o yumurtadan tavuk olacaktı o yumurtlayacak bir tavuk daha olacaktı, bakmış adamcağız hesap dahada kabaracak kabullenmiş borcu. Ama borç büyük.Düşünürken bir adam belirmiş karşısında,
-Ne düşünüyorsun böyle diye sormuş,Adam başından geçeni anlatmış
-Düşünme demiş.O fırıncı eşek hayranıdır.Ben yarın sabah eşek olacağım.Sen sahibim,Beni eşek pazarına götüreceksin,Fırıncı her sabah eşek pazarına uğrar beni görünce senin elinde beni almak için seninle pazarlığa tutuşacak, bin akça isteyeceksin. dirense de hiç taviz verme sen
Sabah olunca eşek kapıya gelmiş adam eşeği alıp pazara gitmiş. Fırıncı eşeği görünce delirmiş Epeyce bir pazarlıktan sonra eşeği almış.Adam borcuna saymış. Fırıncı binmiş eşeğe fırına giderken.Bir suyun başına gelmiş.Şuradan bir su içeyim demiş. Eğilmiş suya suyu içerken bizim eşek suyun aktığı delikten kaybolup gitmiş. Adam başlamış bağırmaya eşek kaçtı,Eşek kaçtı bağırmayı işitenler oraya yığılmışlar adam bağırıyor
-Suyun gözüne yukarı kaçtı diyor başka bir şey demiyormuş.Suyun gözüne eşek mi kaçar diyen köylüler fırıncı delirdi deyip fırıncıyı alıp doktora götürmüşler ve adamcağızı tımarhaneye tıkmışlar.Günler geçiyormuş doktor ara sıra sorarmış
-Eşek nereye kaçtı adam yine hep aynı cevabı verince tımarhaneden taburcu olamıyormuş, Bir gün eşi gelmiş adam demiş doktor sana sorunca Olur mu öyle şey de doktor akıllandığını anlasın seni buradan çıkarsın.Neyse adam karısını dinlemiş tımarhaneden çıkmış Akşam eve gelmiş,Karısına hanım demiş şu ibrikten bir su dök elimi yıkayayım demiş. Kadın eline ibriği almış tam ibrikten su akacakken
-Dur hanım dur demiş
-Eşek ibriğin içinde ibriğin deliğinden bana kuyruk sallıyor
-Sus adam demiş kadın sus şimdi bir bağırırsan eşek ibriğin içinde seni daha kimse kurtaramaz. ''Ben girebiyi bugün buldum. Buldum da yine kaybettim. Ne dersiniz benim girebi de eşek hikayesine mi döndü dersiniz. Hüseyin amcamın canı da rahmet mi istedi ne Allah rahmet eylesin....M.Yayla-Görele