Karadeniz sinince hücrelerine,Kah dalga,kah fırtına oluyor insan.İşte o insanlardan biride benim desem mi? Dalgalandım,estim. Süt liman
oluverdim birden. Neymiş yazmayacakmışım.Nasıl olur da yazmadan dururum.Çocukluğumla başlayan tiryakilikten nasıl soyutlanıp ölü gibi olurum.bir günlük yazmamak bana o kadar zor geldi ki inanın gücümün tükendiğini sandım. Taştan farksız oldum. Yirmi dokuz harften kelimeler kotarıp o kelimelerden cümleler oluşturup karınca kararınca bir şeyler yazmakmış beni hayata bağlayan. Anladım ki insanları dünyaya bağlayan hobileri olmasa hayatı kısalır.Hastalanır,Tez ölür..Yaşamak için hiçbir şeyiniz olmasa da benliğinizde kendinize özgü hevesleriniz varsa hayat vız gelir size. Üzgünüm.Yazmayacağım dediğimde siz dostlarımdan aldığım davet bana dünyaları verdi.Belki de o davet benim için en güzel ödüldü.O ödülü yüreğimin en güzel yerinde saklayıp, size olan minnet borcumu güzel kelimelerden,güzel cümleler kurup güzel içinde yaşam olan yazılar yazmaya devam edeceğim. Sizleri üzdü isem sizlerden özür dilerim. Ben yine yazmaya başlıyorum. İyisi ile yanlışı ile hatam varsa af ola. Güzel hikayelerde buluşmak üzere. İlham perimden kulağıma fısıldamasını,benimde yazıp sizlerle paylaşmak ümidiyle.Sevgi ve saygılarımla. M.Yayla-Görele