Ne kadar çok severiz, kendini reklam edeni, kendini manşete çıkaranı. Giyim, lüks, şatafat. Ne de çok severiz selam bile vermeyeni. Özüne dönsen. Ayna denen saydam camdan, bir de kendine baksan. Kendine de hak ettiğin değeri versen. Ayrışmasan. Belki sen de yüce bir dağsın o yapmacık, kibir abidesi heriflerin gözünde. Yaşarken eğilip, bükülmemeli, kambursan kime ne ki, dağlara baktığında çok uzakta olsalarda görürsün kamburlarını. Bulutlara bulutlara sıçrar kamburları, ama başlarında şapkaları hep beyazdandır. Çünkü olduğun gibi görünmek asaletin ta kendisidir. Makyaj akar. Fırtınada değil, ufacık bir çiğsede bile, utançla acımadan
çirkinliklerini vurur suratına. İşte bundan kendin olmalısın, yarınlarda utanç duymamak adına. Kumaşlar bile elbise olmak için ölçülür biçilir. Hünerli ellerde bedeni sarar. Değerli olan yine de, elbisen değil, içinde ki insandır. Kozasında kaynar sularda ölse de, asaleti ile yaşayan ipek böcekleri gibi....!
M.Yayla-Görele