Ağaç meyve verirken sevilir. Savınca meyvesi,Yaprakları dökülünce ne kuşlar konar dallarına,ne sahibi uğrar yanına.Nankör dünya işte. Herkes alma dibinde büyümüş. Meyveyi sulu,sulu yerken, Dudaklarının kıyısından baldan suyu akarken çok güzel ağaç olduğunu övünerek söylerler.Hatta övünerek değerine değer katmak için ağaca yedi veren diye övünç madalyası bile takarlar. Kurak gelip çatınca, yağmur yağmayıp topraktan ağaç beslenemeyince,Allah suyu kesince bizim yedi veren ağaç kurumaya başlayınca, bir telaş başlar. Hele bir iki sene meyve de vermezse Ağacı kesme hesapları yapmaya başlar bahçıvan. Unutur verdiği meyvesini tadını, Baharda çiçek açtığında ki güzelliği unutur. ağaca hor bakar. Bir gün gelir alır baltayı eline ağacı keser. İntikam alırcasına birde yakar. Yerine de bir başka fidan diker inadına. meyvesiz bir fidan. Gölge etsin yeter diyerek gübreler,budar.İşte dünya bu ağacın hikayesine çok benzer. Ama unutulmamalıdır ki meyve veren ağaçlar kesilip yok edildikçe dünya denen gezegen açlıkla boğuşmaya başlar. Yapraklar ormanında yitip gider. Ben dünyada bir meyve ağacına, Meyve vermeyen dünyaları kaplayan ağaçları değişmem. meyve vermeyen ağaçlar var oldukça kalaslar hüküm sürecek insanlar açlıktan ölecek. buna inanarak diyorum ki, kimseler bu son cümlelerime gücenmesin.....!!!M.Yayla-Görele