Dayak dayak üstüne olmaz ama şiir şiir üstüne olur derdi büyüklerimiz.
Bu gün Dünyanın en güzel, içinde 12 bin endemik bitkiyi barındıran cennet vatanımızın yine tüm güzelliğini içinde barındıran DOĞANKENT yaylalarına yapılmak istenen MADEN ARAMA projesini protesto etmek için İlimizin her tarafından gelen duyarlı insanlarımızla bölgeye gittik. Çocukluğumda yaşadığım o güzelim yayla havasını doyasıyla içime çektim. Keyifle ıslandım. Konuşmalar yapıldı. Doğayı koruma Platformu, Derelerin Kardeşliği Platformunun bir üyesi olarak kalabalık çok hoşuma gitmesine rağmen konuşmalar beni incitti. Eylemin amacı ile ilgili konuşmalar yoktu. 4. Ağustos 1914 Seferberliği sırasında Osmanlı Devletinin tüm nüfusu On bir On iki milyon kadar anca varken HARŞİT savunmasında konuşmacı bir buçuk milyon insanın savaşarak öldüğünü söylemesi ve arkasından gerçekle alakası olmayan bir söylemi yapması eylemin amacı ile hiç bağdaşmıyordu.
Anlamı doğrultusunda iki kelime konuşma isteğim de kulak arkası edilince ses çıkarmadım. Bizler şunu bilmek zorundayız. Bizim topraklarımızın altı zengin. ama aslında bizim topraklarımızın üstü altından daha zengindir. Küresel iklim değişikliğinin doğayı biçimlendirdiği zamanımızda bizler doğamızın üst zenginliğini koruyup geliştirip üretime dönüştürürsek altından daha fazlasını kazanabiliriz. Bunu bilmemek coğrafya ve doğayı bilmemekle eş anlamlıdır. Kaldı ki gelecek zaman diliminde içme suyu gereksinimiz üst seviyeye çıkacaktır. Bilim adamları ısrarla bunun üzerinde durmaktadırlar. İçme suyu kaynaklarımızı tehlikeye sürecek onu kirletecek herhangi bir çalışma ve uğraşın tabiata toplum kesimlerine bir ihanet olduğu açık bir şekilde bilim adamları tarafından söylenmektedir. Bu ara tüm konuşma ve yazılarımda ısrarla yazıp söylediğim sözümü de eklemek istiyorum." Yaşadığı coğrafyanın özelliklerini, bu coğrafyada yaşanan sosyal ve siyasi olayları Tarih babanın bilimsel süzgecinden geçirip öğrenmeyen toplumlar bu coğrafya da özgür ve bağımsız yaşayamazlar".
Bu eylemi tertip eden dostları tebrik ediyorum. Bence amacının biraz daha gerçekçi biçimde anlatılabilse idi çok daha anlamlı olacaktı.
Teşekkürlerimi bildirirken yine bir şiir eklemek istiyorum.
SANA KIZIYORUM ÖĞRETMENİM
Sana kızıyorum öğretmenim.
Elimde değil.
Bana Dünyanın döndüğünü öğrettin öğretmenim.
İçinde dönen dolapları öğretmedin.
Pamuğu öğrettin,
Tohumu, yaprağı, ve çiçeği,
Ya onu toplayan nasırlı elleri niçin öğretmedin öğretmenim.
Madenleri öğrettin,
Bir de Dünyada nasıl çıkarıldığını öğrettin.
Teşekkür ediyorum.
Kimin çıkardığını,
Ondan aslan payını kimin aldığını
İşbirlikçilerini, vatan hainlerini neden öğretmedin.
Sivrisineği, tahtakurusunu,
Tenimde kanımı emici hayvanları öğrettin.
Kendimi korumaya çalışıyorum.
Ve sana teşekkür ediyorum.
Bir de insanlar da kan emermiş.
Vampirden keneden beter.
Evet öğretmenim,
Kanımızı emen, bizi iliklerimize kadar soyan
Emperyalizmi diyorum.
Niçin öğretmedin.
İşte bu yüzden sana kızıyorum ÖĞRETMENİM.
Yazarını bulamadım arşivimde buldum.
Sanırım bu şiir bu günkü doğamızı habitatımızı yaşam kaynağımızı su kaynağımızı korumak için yaptığımız eylemi biraz olsun anlatabilir diye düşünüyor sevgi ve saygılar sunuyorum.
Hüseyin ÇAKICI emekli Tarih Öğretmeni.
Doğayı Koruma Platformu, Derelerin Kardeşliği Platformu gönüllü üyesi.