Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Hüseyin Çakıcı
Köşe Yazarı
Hüseyin Çakıcı
 

HALK SAĞLIĞI İLE İLGİLİ AŞILARIN BULUNAMAMASI VE HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ.

İki gündür haberlerde ülkemizde yeteri kadar aşının bulunmadığı, Halk Sağlığı birimlerine aşıların dikkatli kullanılması doğrultusunda talimatların gönderildiğini dinledim. Çok dikkatimi çekti. Eğer yeteri kadar aşımız yoksa halkımızın özellikle çocuklarımızın sağlığı tehlikede demektir. Cumhuriyetin ilk yıllarında bütün yoksulluğuna rağmen genç Cumhuriyetimiz HIFZISSIHA ENTTÜMÜZ le ihtiyacı olan ülkelere bile aşı ihraç ettiğimizi biliyoruz. Hatta Tarih Derslerimde bu gelişmeleri öğrencilerime bizzat anlatan bir öğretmenim. Bu tehlikeli ve üzücü olduğu kadar tedirgin duruma nasıl geldiğimizi düşünürken HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ hakkında kısa bir şeyler yazma gereğini duydum. Hıfzıssıhha Enstitüsü, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlam insan hasta olmasın ve korunması için gereken tedbirleri alan, koruyucu sağlık hizmeti veren bir kurumdur. Osmanlı Devlet adamları bile Batıdaki sağlık konusundaki gelişmeleri dikkatle takip etmişlerdir. 1801 de ilk defa çiçek aşısı ve 1831 de ise ilk karantina uygulaması uygulamışlardır. 1841-1842 yıllarında Tıbbiye Okulunda ilk defa İlm- i Hıfzıssıhha dersleri okutulmaya başlanmıştır. 18 Mayıs 1885 yılında ilk defa Çiçek Aşısı kanunu yayınlanmıştır. 1885 yılında PASTÖR tarafından bulunan Kuduz aşısı 1886 yılında Osmanlı ülkesine getirilmiştir. 1892 yılında Devlet Kurumu olarak Aşı Evi (Telkinhane -i Şahane ) kurulmuştur. Bu aşı evlerinin yerine Cumhuriyet Döneminde Atatürk ‘ün talimatı ile Sağlık Bakanlığının bünyesinde Refik Saydamın çalışmaları ile 1928 yılında “REFUK SAYDAM HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ” kuruldu. 1931 yılında BCG (Verem Aşısı) üretimine başlandı. 1932 yılında ülkenin ihtiyacı olacak kadar serum üretilerek serum ithalatı durduruldu. 1933 yılında Kuduz aşısı üretimine başlandı. 1934 yılında Çiçek aşısı üretimine başlanarak ülkenin ihtiyacı karşılandı. 1937 yılında Kuduz serumu üretimine başlandı. 1940 yılında ÇİN de ortaya çıkan KOLERA salgını sırasında ÇİN e Kolera aşısı gönderildi. 1920-1921 yıllarında İstanbul işgal altında iken üretilen 220.000 doz ÇİÇEK aşıları İngiltere, Fransa ve ABD ye gönderildi. İkinci Dünya Savaşı sırasında çok sayıda ülkenin TİFUS AŞISI ihtiyacı karşılanmıştır. Ülkemizde en zor en yoksul dönemimizde kurulan halkımızın sağlık ihtiyacını karşılayan, hatta Dünya Halklarına da aşı ihraç eden bu kurumumuz, dışa bağımlığın göstergesi olarak 1997 yılında aşı üretim tesislerinin faaliyetleri durduruldu. 1999 yılında aşı üretim tesisleri kapatıldı. 2004 yılında Manisa Tavuk Hastalıkları ve aşı üretimi enstitüsü Bakanlar Kurulu kararı ile kapatıldı. Pandemi Grip Salgını) döneminde ÇİN den gelen aşının geçmişte bizim gönderdiğimiz aşıların karşılığı olduğu basında yer almış hatta değişik dedikodulara neden olmuştu. 2.Kasım. 2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 663 sayılı kararname ile Hıfzıssıhha Enstitüsü tamamen kapatıldı. İlginç bir uygulama dikkatimi çekti. Mercimeğin anavatanı Güney Doğu Anadolu Bölgemiz olduğu halde Mercimeği dışarıdan ithal etmemiz, 1963 yılına kadar Buğday üreten bir ülke olarak bu gün buğdayı dışarıdan almamız. Zeytinin ana vatanı ülkemiz olmasına rağmen Zeytinde üretimin düşürüldüğü, Hayvancılık için en verimli meralara sahip olmamıza rağmen ET i dışarıdan ithal etmiş olmamız sanırım ülkemizin içine düşürüldüğü durumu belirtmektedir. Başta tarım, ziraat ve hayvancılığın atıl hale getirilmesi ilaç ve aşı dada dışa nasıl bağlı olduğumuzu yıllarca uygulanan yanlış devlet politikasının neden olduğu görülmektedir. Sağlıklı, demokrasiyi özümlemiş, bilimi rehber edinmiş bir toplum dileklerimle sağlıcakla kalınız. 18.07.2024 Hüseyin ÇAKICI Emekli Tarih Öğretmeni Görele Belediye Meclis Üyesi      
Ekleme Tarihi: 18 Temmuz 2024 - Perşembe

HALK SAĞLIĞI İLE İLGİLİ AŞILARIN BULUNAMAMASI VE HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ.

İki gündür haberlerde ülkemizde yeteri kadar aşının bulunmadığı, Halk Sağlığı birimlerine aşıların dikkatli kullanılması doğrultusunda talimatların gönderildiğini dinledim.
Çok dikkatimi çekti. Eğer yeteri kadar aşımız yoksa halkımızın özellikle çocuklarımızın sağlığı tehlikede demektir. Cumhuriyetin ilk yıllarında bütün yoksulluğuna rağmen genç Cumhuriyetimiz HIFZISSIHA ENTTÜMÜZ le ihtiyacı olan ülkelere bile aşı ihraç ettiğimizi biliyoruz. Hatta Tarih Derslerimde bu gelişmeleri öğrencilerime bizzat anlatan bir öğretmenim.
Bu tehlikeli ve üzücü olduğu kadar tedirgin duruma nasıl geldiğimizi düşünürken HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ hakkında kısa bir şeyler yazma gereğini duydum.
Hıfzıssıhha Enstitüsü, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlam insan hasta olmasın ve korunması için gereken tedbirleri alan, koruyucu sağlık hizmeti veren bir kurumdur.
Osmanlı Devlet adamları bile Batıdaki sağlık konusundaki gelişmeleri dikkatle takip etmişlerdir. 1801 de ilk defa çiçek aşısı ve 1831 de ise ilk karantina uygulaması uygulamışlardır. 1841-1842 yıllarında Tıbbiye Okulunda ilk defa İlm- i Hıfzıssıhha dersleri okutulmaya başlanmıştır. 18 Mayıs 1885 yılında ilk defa Çiçek Aşısı kanunu yayınlanmıştır. 1885 yılında PASTÖR tarafından bulunan Kuduz aşısı 1886 yılında Osmanlı ülkesine getirilmiştir.
1892 yılında Devlet Kurumu olarak Aşı Evi (Telkinhane -i Şahane ) kurulmuştur.
Bu aşı evlerinin yerine Cumhuriyet Döneminde Atatürk ‘ün talimatı ile Sağlık Bakanlığının bünyesinde Refik Saydamın çalışmaları ile 1928 yılında “REFUK SAYDAM HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ” kuruldu.
1931 yılında BCG (Verem Aşısı) üretimine başlandı. 1932 yılında ülkenin ihtiyacı olacak kadar serum üretilerek serum ithalatı durduruldu.
1933 yılında Kuduz aşısı üretimine başlandı. 1934 yılında Çiçek aşısı üretimine başlanarak ülkenin ihtiyacı karşılandı. 1937 yılında Kuduz serumu üretimine başlandı.
1940 yılında ÇİN de ortaya çıkan KOLERA salgını sırasında ÇİN e Kolera aşısı gönderildi.
1920-1921 yıllarında İstanbul işgal altında iken üretilen 220.000 doz ÇİÇEK aşıları İngiltere, Fransa ve ABD ye gönderildi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında çok sayıda ülkenin TİFUS AŞISI ihtiyacı karşılanmıştır.
Ülkemizde en zor en yoksul dönemimizde kurulan halkımızın sağlık ihtiyacını karşılayan, hatta Dünya Halklarına da aşı ihraç eden bu kurumumuz, dışa bağımlığın göstergesi olarak 1997 yılında aşı üretim tesislerinin faaliyetleri durduruldu.
1999 yılında aşı üretim tesisleri kapatıldı. 2004 yılında Manisa Tavuk Hastalıkları ve aşı üretimi enstitüsü Bakanlar Kurulu kararı ile kapatıldı.
Pandemi Grip Salgını) döneminde ÇİN den gelen aşının geçmişte bizim gönderdiğimiz aşıların karşılığı olduğu basında yer almış hatta değişik dedikodulara neden olmuştu.
2.Kasım. 2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 663 sayılı kararname ile Hıfzıssıhha Enstitüsü tamamen kapatıldı.
İlginç bir uygulama dikkatimi çekti. Mercimeğin anavatanı Güney Doğu Anadolu Bölgemiz olduğu halde Mercimeği dışarıdan ithal etmemiz, 1963 yılına kadar Buğday üreten bir ülke olarak bu gün buğdayı dışarıdan almamız. Zeytinin ana vatanı ülkemiz olmasına rağmen Zeytinde üretimin düşürüldüğü, Hayvancılık için en verimli meralara sahip olmamıza rağmen ET i dışarıdan ithal etmiş olmamız sanırım ülkemizin içine düşürüldüğü durumu belirtmektedir.
Başta tarım, ziraat ve hayvancılığın atıl hale getirilmesi ilaç ve aşı dada dışa nasıl bağlı olduğumuzu yıllarca uygulanan yanlış devlet politikasının neden olduğu görülmektedir.
Sağlıklı, demokrasiyi özümlemiş, bilimi rehber edinmiş bir toplum dileklerimle sağlıcakla kalınız. 18.07.2024
Hüseyin ÇAKICI
Emekli Tarih Öğretmeni
Görele Belediye Meclis Üyesi
 
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.