Sarıkamış'ta yatan Giresunlulardan
birinin mektubu:
Giysilerimdeki pörsümüş yama
Elimde tüfeğim belimde kama
Düşmanı gözünden vururdum ama
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta
Yürüyüşlerimiz üstünde buzun
Günlerimiz sanki yıllardan uzun
Tarihe adımı bir başka yazın
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta
Kemençem davulum zurnam sazım var
Giresun'da kaldı eşsiz yazım var
Mektubu cebimde bir de nazım var
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta
Dağına bakarım dağı dağ değil
Bağına bakarım bağı bağ değil
Can arkadaşlarım şimdi sağ değil
Dondum ana. dondum Sarıkamış'ta
Peksimet baş tacı yemeğe hasret
Kiraza taflana balığa hasret
Koyun suladığım yalağa hasret
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta
Adağız adandık yüce bir dine
El ayak donsa da atıldık yine
Doksan binden düştük on iki bine
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta
Soğuk ölüm oldu taarruz eder
Ne hat belli artık ne de bir siper
Allah Allah bilmez Allahuekber
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta
Sıcağın Kümbet'i aşsa da gelse
Ninnin Eğribel'i geçse de gelse
Türkün bahçelerden uçsa da gelse
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta
Yayla sularında içitim olsun
Ceylan dorularda binitim olsun
Çamlıkta obada iniltim olsun
Dondum ana dondum Sarıkamış'ta