Fiyatı alıcısı tarafından belirlenen bir başka ürün olduğunu gördünüz mü? Genelde fiyatı satıcı belirler. Benim malımın fiyatı bu, bu fiyattan satıyorum der.
Ama fındıkta öyle değil. Fiyatı alıcı belirliyor.
Bunun nedeni, üretimden gelen gücümüzü kullanamıyor olmamızdır. Ürünlerin fiyatlarının oluşmasında üreticinin bu gücü kullanıp kullanamadığı çok önemlidir.
Markete gittiğinizde malların fiyatını siz mi belirliyorsunuz?
Dünyanın en kaliteli fındığını üretiyoruz, bin bir zahmetle toplayıp kurutuyoruz ancak fiyatın oluşmasında bizim fikrimiz sorulmuyor.
Sonra da, fiyat azdı çoktu diye tartışıyoruz.
İyi bir üreticiyiz ama iyi bir satıcı değiliz.
Elimizde Giresun Kalitesi bir fındığımız yar, ham fındık fiyatına satıyoruz!
Peki, ne mi yapacağız?
Fındığımızı piyasaya az az vereceğiz. Biz pazara fındık indirmeyeceğiz, fındık almak isteyen bize gelecek. Biz de peşin satan satıcı edasıyla fındığımızın fiyatı şu diyeceğiz.
Gerekirse o yıl fındık satmayacağız.
Üretimden gelen güç bu! Fındık bizim değil mi? Keyfimizin kâhyası mı var?
Şimdi kendi aramızda samimi olalım; bir yıl fındık satmazsak ölür müyüz?
Kesinlikle ölmeyiz. Nerden mi biliyoruz?
Hatırlamaya çalışalım o halde; 2004 yılında Nisan ayında kar yağınca bütün fındıklar yandı. Çerez yapacak fındığımız olmadı. Kimse bahçeye girmedi.
Bir kilo fındık satmadık o yıl ama ölmedik. Yine ölmeyiz. Yeter ki o birlikteliği sağlayalım. Örgütlü hareket edebilelim.
Fındıkçının da bağlı olduğu bir örgütü var. Ziraat Odaları bu işi örgütleyebilir eğer isterse. Üreticiyi bilinçlendirebilir. Bunu yapacak her türlü imkânı var.
Açıklanan fiyatı eleştirmek yerine fındıkçıyı örgütlemesi daha akılcı olacaktır.
Fındıkçının haklarını savunmak, gerektiğinde örgütlemek birinci vazifesi olmalı Ziraat Odalarının. İşleri sadece üyelik aidatı toplamak olmamalı!
Kurumsal anlamda bunu yapacaklarını düşünmüyorum. Çoğunun yöneticileri fındık alış fiyatını açıklayan yönetimin yanında… Olaya siyasi baktıklarını biliyoruz.
Böyle bir örgütlenmeyi yönetime karşı bir eylem olarak göreceklerdir.
Oysa bu fındık üreticilerinin anayasal ve ticari bir hakkıdır.
Fındıkçı, benim ürünümün fiyatı bu deme hakkına sahiptir. Satmıyorum kardeşim diyebilir. Oğlan bizim kız bizim siz de kim oluyorsunuz diyebilir.
Bu kurumlar istenilen örgütlenmeyi sağlayamazsa bireysel olarak fındığımızı elimizde tutar ve pazara indirmeyebiliriz. Fındıktan alacağımız paradan o yıl vazgeçerek uzun vadede geleceğimizi kurtarabiliriz. Geleceğe yatırım yapabiliriz.
Pazara bolca gelen her malın fiyatı düşecektir. Fındıkçı ürünü pazara gıdım gıdım getirecek, fiyat beklediği yere yükselmediyse hiç getirmeyecektir.
O fındık tüccarları arayıp da fındık bulsunlar o zaman!
Üretimi biz yapıyorsak piyasaya verilecek ürünün kontrolünü de biz yapmalıyız.
Güç bizde, üretim bizde olduğu için.
Belki bunu ilk aşamada beklediğimiz düzeyde sağlayamayız ancak bir yerden başlamak durumundayız. Bir iki yıl zorluk yaşasak da uzun vadede kazanan fındık üreticisi olacaktır. Malımıza sahip çıkalım. Çektiğimiz zahmeti akıttığımız teri unutmayalım.
Benin fındığımdan ne olacak demeyin. Ben satmazsam ne olur demeyin. Konu sadece siz değilsiniz. Mesele bireysellik değil toplumsallıktır.
Ürün sizin, satıcı sizsiniz. Fındığınızı bekletiniz. Hiçbir mazeret geleceğinizi kurtarmaktan daha önemli değildir. Ticaretin kuralı budur.
İşleriniz kolay gelsin fındığınız bereketli olsun.
Anasayfa
Yazarlar
Nihat Öztürk
Yazı Detayı
Bu yazı 196+ kez okundu.
OĞLAN BİZİM KIZ BİZİM
Fiyatı alıcısı tarafından belirlenen bir başka ürün olduğunu gördünüz mü? Genelde fiyatı satıcı belirler. Benim malımın fiyatı bu, bu fiyattan satıyorum der.
Ama fındıkta öyle değil. Fiyatı alıcı belirliyor.
Bunun nedeni, üretimden gelen gücümüzü kullanamıyor olmamızdır. Ürünlerin fiyatlarının oluşmasında üreticinin bu gücü kullanıp kullanamadığı çok önemlidir.
Markete gittiğinizde malların fiyatını siz mi belirliyorsunuz?
Dünyanın en kaliteli fındığını üretiyoruz, bin bir zahmetle toplayıp kurutuyoruz ancak fiyatın oluşmasında bizim fikrimiz sorulmuyor.
Sonra da, fiyat azdı çoktu diye tartışıyoruz.
İyi bir üreticiyiz ama iyi bir satıcı değiliz.
Elimizde Giresun Kalitesi bir fındığımız yar, ham fındık fiyatına satıyoruz!
Peki, ne mi yapacağız?
Fındığımızı piyasaya az az vereceğiz. Biz pazara fındık indirmeyeceğiz, fındık almak isteyen bize gelecek. Biz de peşin satan satıcı edasıyla fındığımızın fiyatı şu diyeceğiz.
Gerekirse o yıl fındık satmayacağız.
Üretimden gelen güç bu! Fındık bizim değil mi? Keyfimizin kâhyası mı var?
Şimdi kendi aramızda samimi olalım; bir yıl fındık satmazsak ölür müyüz?
Kesinlikle ölmeyiz. Nerden mi biliyoruz?
Hatırlamaya çalışalım o halde; 2004 yılında Nisan ayında kar yağınca bütün fındıklar yandı. Çerez yapacak fındığımız olmadı. Kimse bahçeye girmedi.
Bir kilo fındık satmadık o yıl ama ölmedik. Yine ölmeyiz. Yeter ki o birlikteliği sağlayalım. Örgütlü hareket edebilelim.
Fındıkçının da bağlı olduğu bir örgütü var. Ziraat Odaları bu işi örgütleyebilir eğer isterse. Üreticiyi bilinçlendirebilir. Bunu yapacak her türlü imkânı var.
Açıklanan fiyatı eleştirmek yerine fındıkçıyı örgütlemesi daha akılcı olacaktır.
Fındıkçının haklarını savunmak, gerektiğinde örgütlemek birinci vazifesi olmalı Ziraat Odalarının. İşleri sadece üyelik aidatı toplamak olmamalı!
Kurumsal anlamda bunu yapacaklarını düşünmüyorum. Çoğunun yöneticileri fındık alış fiyatını açıklayan yönetimin yanında… Olaya siyasi baktıklarını biliyoruz.
Böyle bir örgütlenmeyi yönetime karşı bir eylem olarak göreceklerdir.
Oysa bu fındık üreticilerinin anayasal ve ticari bir hakkıdır.
Fındıkçı, benim ürünümün fiyatı bu deme hakkına sahiptir. Satmıyorum kardeşim diyebilir. Oğlan bizim kız bizim siz de kim oluyorsunuz diyebilir.
Bu kurumlar istenilen örgütlenmeyi sağlayamazsa bireysel olarak fındığımızı elimizde tutar ve pazara indirmeyebiliriz. Fındıktan alacağımız paradan o yıl vazgeçerek uzun vadede geleceğimizi kurtarabiliriz. Geleceğe yatırım yapabiliriz.
Pazara bolca gelen her malın fiyatı düşecektir. Fındıkçı ürünü pazara gıdım gıdım getirecek, fiyat beklediği yere yükselmediyse hiç getirmeyecektir.
O fındık tüccarları arayıp da fındık bulsunlar o zaman!
Üretimi biz yapıyorsak piyasaya verilecek ürünün kontrolünü de biz yapmalıyız.
Güç bizde, üretim bizde olduğu için.
Belki bunu ilk aşamada beklediğimiz düzeyde sağlayamayız ancak bir yerden başlamak durumundayız. Bir iki yıl zorluk yaşasak da uzun vadede kazanan fındık üreticisi olacaktır. Malımıza sahip çıkalım. Çektiğimiz zahmeti akıttığımız teri unutmayalım.
Benin fındığımdan ne olacak demeyin. Ben satmazsam ne olur demeyin. Konu sadece siz değilsiniz. Mesele bireysellik değil toplumsallıktır.
Ürün sizin, satıcı sizsiniz. Fındığınızı bekletiniz. Hiçbir mazeret geleceğinizi kurtarmaktan daha önemli değildir. Ticaretin kuralı budur.
İşleriniz kolay gelsin fındığınız bereketli olsun.
Ekleme
Tarihi: 18 Ağustos 2023 - Cuma
OĞLAN BİZİM KIZ BİZİM
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.