Okuma alışkanlığından öte okuma açlığına benziyordu ortaokul, lise yıllarımdaki kitaba düşkünlüğüm. Elime geçirdiklerimi, bulabildiklerimi en kısa sürede bitirmek için önüne geçilmez bir isteğim vardı. Bu istek basılı her kağıdı okuma, bulduğum her yapıtı okuma anlamına da gelmiyordu. Kendiliğinden oluşan bir bilinçle etkilendiğim, artık benim yazarım saydığım adların yapıtlarını arıyordum.
Görele Lisesi Kitaplığı çok sayıda yapıt barındırıyordu. Okulda en sevdiğim, en mutlu olduğum, erinç içinde olduğum yer orasıydı. Türk Dili ve Edebiyatı'nda adı geçenlerin bir bölümü vardı kitaplıkta.
Radyoda, Arkası Yarın'da yayımlanan yapıtların da ardına düşerdim.
Kitapçı İlyas Dülger'de daha çok Atlas Yayınları'nın yapıtı vardı. Halide Edip Adıvar'ın romanları renkli çekici kapaklarıyla el ederdi bana. Ör. Salkımlı Ev,Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Handan, Tatarcık...o yıllarda satın alındı, ilk kez okundu.Hüseyin Rahmi Gürpınar da Atlas'taydı...
Gulyabani, Cadı, Efsuncu Baba, Mezarından Kalkan Şehit, Şık, Şıpsevdi, Metres, İki Hödüğün Seyahati, Cehennemlik, Mürebbiye... Elime aldığımda bırakamıyordum bir daha. Kaç gece kör ışığın sislerinde yarı uykulu, yorgun gözlerle son sayfaya geldiğimde amcamların horozunun uyarıcı sesini duyardım.
Abdullah Ziya Kozanoğlu da Atlas'taydı. Ortaokul ikide üçte Tommiks'in, Teksas'ın, Karaoğlan'ın yanında Türk Korsanları'nı, Kızıl Kadırga'yı, Kolsuz Kahramanı, Kızıl Tuğ'u, Seyit Ali Reis'i, Kubilay Han'ın Gelinini, Malkaçoğlu'nu, Dağlar Delisi'ni... bulmuştum. Türk yiğitlerinin seviyle karışık akıl almaz, çekici öyküleri düş dünyamı allak bullak eder, roman kişileriyle özdeşleşirdim.
Bir gün nasılsa Belediye'nin altındaki Gazeteci Zeki Öztürk'ün küçücük işyerinde daha önce görmediğim biçimde kitaplar gördüm. Utana sıkıla izin istedim Zeki Öztürk'ten. Sert görünüşlü olmasına karşın izin verdi içeri girmeme, raflardaki kitaplardan seçmeme...
Bunlar küçük cep kitaplarıydı. Yalın kapaklıydı. Ön kapakta Varlık Yayınları yazıyordu. Arka kapakta Varlık Büyük Cep Kitapları kimilerinde de Büyük Eserler Kitaplığı yazıyordu En güzeli de arka kapakta yapıtla ilgili kısa bilgi veriliyordu. Yapıt ederleri de tam bana göreydi. Bir liralık, iki liralık, dört liralık... çeşit çeşit kitap ...
Çok sevindim. Annemin siroz hastası olduğunu bile unuttum o an...
O gün hangi Varlık'ı aldığımı anımsamıyorum ama artık her cuma Zeki Öztürk'e uğruyordum. Nasıl olsa günlük bir liradan cumaya dek en az üç lira biriktiriyordum. Talip Apaydın'ın Yarbükü, Ziya Osman Saba'nın, Değişen İstanbul'u, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Çocuk ve Allah'ı Balzac'ın Goriot Baba'sı, Hemingvay'm Güneş de Doğar'ı, Kafka'nın Ceza Sömürgesi, Steinbeck'in Kasımpatlar'ı, İnci'si, Fareler ve İnsanlar'ı, Sardalye Sokağı, Yukarı Mahalle'si... O okuma açlığı yıllarında alındı, okundu ilk kez.
Bir yazardan etkilendim mi onun öteki yapıtlarına da yönelirdim. Onu da okumalıydım, o da bulunmalıydı bende. Böyle bir huy ediniyordum.
Zeki Öztürk'ün gazete sattığı işyeri tam bir gömüydü benim için. Cuma ya da cumartesi günleri coşkuyla, sevinçle giderdim oraya. Rafları her karıştırışımda benim için yeni bir yazarla karşılaşırdım. Panait İstrati'yi buldum birinde, Baragan'ın Dikenleri... Bir soluk ta okudum. Benim yaşantımla da uyuşan yönleri vardı yapıtın. Artık Istrati arayıcısıydım. Pertmutlar Ailesi, Aldatan Işık, İş Bulma İdarehanesi, Akdeniz, Uşak, Hayat Yollarında, Sokak Kızı, Arkadaş, Kodin...
Sokak Kızı, Arkadaş, hele hele Kodin... başımı döndürmüştü.. Bu ne olağanüstü anlatıcıydı. Sanki beni, bizi, bizim insanımızı, bizim coğrafyamızı anlatıyordu.
Varlık Yayınları ötekilerin önünü kesti bir süre.
Mahmut Makal'lar, Fransız Hikaye Antolojisi, Amerikan Hikaye Antolojisi, Atatürk Şiirleri Antolojisi, Türk Nesir Antolojisi, Dünyanın En Güzel Hikayeleri Antolojisi, Atatürk Diyor ki, o yıllarda edinildi.
Varlık gözümü açıyordu iyice. Yeni dünyalara ulaşıyor, yeni dostlar ediniyordum. Duygusal, içe kapanık, annemin öleceği korkusu içinde biçimlenen kişiliğim okuduklarımla az da olsa iç dinginliği yaşıyordu.
Oktay Akbal, Orhan Hançerlioğlu, Erskin Cadwel, Dostoyevski, Orhan Kemal, Nurullah Ataç, William Falkner, Knut Hamsun, Orhan Veli Kanık, Edgar Ellen Poe, Jack London, Sait Faik Abasıyanık, Somerset Maugham, Gogol, Alfonse Daudet, O. Henry, Turgeniev, Yaşar Kemal, A.Gide... O yılların, Varlığın armağanı...
Yazın birikimim artıyordu. Arkadaşlarımdan daha çok okuyordum. Yapıt arayışlarım giderek yazar arayışlarına dönüşüyordu.