Ekdiğim buğda
Biçdiğim buğda
Gaç gel sevdiğim
Buluşalım dağda
Aygınım baygınım ince bellim
Çaldığım keman
Sesi gayet yaman
Gelin olmuş gidiyu
Dayan gözlerim dayan
Aygınım baygınım ince bellim
Çaldığım sazı
Dinle bazı bazı
Tellere düşen
İnce bi sızı
Aygınım baygınım ince bellim
İnce oyunun sözlerini, yazın bölümünü yıllar önce kemençe sanatçısı Sami Günay'la çala çağıra ışıttığımız gecelerin birinde düşürmüştüm ses alır aygıtına... Sami Ağabey'in çalışından çok etkilenirdim. Tek ben mi? Sami Ağabey de etkilenirdi çalışından. Geçerdi kendinden. Kısardı, kapardı gözlerini. Tapınır gibi çalardı... Arada, uygun yerlerde türkünün şiiri dudaklarından. O çaldığından, yarattığı seslerden etkilenirdi... Başka daha başka çalardı. O tellerde belki de nice anılır imgeleşirdi... Kimbilir neler geçerdi içinden...Ben de başka bir yerlere giderdim... Gözlerimi kapadığım olurdu. Nemlendiği olurdu gözlerimin... Müziğin, soy sanatın yüceliği doyururdu tüm benliğimizi. Çalanın da dinleyenin de söyleyenin de bütünleşmesi duygu yoğunluklarında...
Türkünün, ince oyunun sözleri Sami Günay'ın usunda, yüreğinde yer etmiş olandı. İnce oyun ezgisini çalan büyük kemençeciler kendilerine göre kimbilir daha hangi dörtlükleri söylemişlerdir. Büyük oyuncuları oynatırken. Doğaçlama... Yazdığım sözler Sami Günay'ın söyledikleriydi... Katip Şadi'nin, Sırrı Öztürk'ün, Şenel Dandin'in, Şevki Özdemir'in, Ahmet Ala'nın, Hacıali Özdemir'in, Karaman'ın kimbilir hangi dörtlükleri vardı bunlardan başka...
Türkü sözleri toplumu, yaşam biçimini, üretim ilişkilerini, beslenme ekinini... kısası tarım-köy yaşam biçimini de yansıtmaktadır.
Dörtlüklerden yola çıkarak yöremizde kemençenin, kemanın yerini; darı, buğday üretimini, kemençe keman yanında sazın da var olduğunu söyleriz.Yazın bilgisi olanların gözünden kaçmayan yön var dörtlüklerde. Kimi dizeler beş, kimi dizeler altı, kimi dizeler yedi heceli. Bunlara "bozuk", "kural dışı", "yanlış"... dememeli. Türkülerimize özgü bir durumdur bu. Önemli olan ölçüyü tutturmak değil, duyguları, içinden geçenleri eksiksiz söylemektir. Eksik gibi görünen dizeler olsa da buradaki boşluğu ezgi, "müzik" doldurmaktadır. Bu özellik bizim türkülerimizde olduğu gibi başka yörelerin türkülerinde de çıkabilir karşımıza...
Türk +köyü = TÜRKÜ (TÜRK EZGİSİ) biçiminde oluşan türkülerimiz sözle ezginin bütünleşmesinden oluşur. Buradaki bütünleşme "yaratıcı", "estetik" bütünleşmedir. Hecenin eksikliği, artıklığı önemli değildir. Hecelerin ezgiyle uyumu önemlidir...
1970'in ortalarından sonra tüm köy yollarının araç yolu olması, ilçeye, kente göç, yerleşme... görkemli Görele düğünlerini etkiledi. Giderek köy düğünü yapılmaz oldu. Köy düğünü kent düğününe dönüştü. " Belediye Düğün Salonları"na sığdırılmaya çalışıldı köyler gelenekleriyle, törenleriyle, oyunlarıyla, ezgileriyle, türküleriyle... Türküler, oyunlar üretilmez oldu, gider oldu... Unutulur oldu...
İnce oyun gidenlerden, unutulanlardan...