Türk Lirası'ndan 2004 yılında attığımız altı sıfır geri gelecek gibi görünüyor. Bu yüksek enflasyon ve yetişilemeyen fiyat artışlarına bakıldığında altı sıfırın yola çıktığını görmek hiç de zor olmayacaktır.
Önümüzdeki günler bu gelişin hangi hızla gerçekleşeceğini gösterecektir.
Mehter marşıyla giden altı sıfır İzmir marşıyla gelirse hiç şaşırmayın!
Piyasada dolaşan kâğıt paralara bakıldığında en yüksek kâğıt paramız olan 200 TL'nin hızla eskimesi ve çokça kullanılması bunun işaretlerinden birisi olabilir.
Aynı kâğıt paranın satın alma gücünün gün geçtikçe azalması altı sıfırın harekete geçtiğinin sinyali olarak değerlendirilebilir.
Ülkelerin ekonomileri en yüksek kâğıt parasının üzerinde yazılı değeriyle değerlendirilir. Bu rakamın büyümesi alım gücünün azalması ve o ülkede ekonominin sorunlu olduğu anlamına gelir.
Bizim en yüksek kâğıt para birimimiz 200 TL. Son ekonomik krize kadar piyasada pek dolaşmayan 200 TL'lik kağıt paralar son günlerde avuç avuç harcanır oldu. Fiyatlar o kadar yükseldi ki 50 lik ve 100 lük kağıt paralarla bir şey alınmıyor.
Piyasa daha büyük kâğıt paralar bekliyor.
Mesela 500 TL'lik kağıt paralar, 1000 TL'lik kağıt paralar bekliyor.
Eski Türkiye'de böyle olmuştu. Türkiye, parasından altı sıfır atma noktasına böyle gelmişti. Kâğıt paraların üzeri sıfır doluydu. Sanki o günlere doğru gidiyoruz.
Eğer bu enflasyon düşürülemezse ve fiyat artışları önlemezse istenmeyen sonuç kaçınılmaz olacaktır. Attığımız sıfırlar birer ikişer çıkıp gelecektir.
Şimdi diyecekler ki ekonomik kriz tüm dünyayı etkiliyor.
Fiyat artışları tüm dünyada görülüyor.
Enflasyon tüm dünya ülkelerinde yükselme eğiliminde.
Ve yine diyecekler ki enflasyonu düşüreceğiz, fiyat artışlarını engelleyeceğiz, piyasaya istikrar getireceğiz. Gözlerimizdeki ışıltıya bakın siz diyecekler!
Ekonomik krizin başladığını günden bu yana sıklıkla söylenen bu sözler hiç doğru çıkmadı. Verilen tarihlerde beklenenler olmadı. Bu defa da olmayacak.
Söz uçar yazı kalır derler ya; buraya yazıyoruz, yakın gelecekte enflasyon falan düşmeyecek, fiyatlar geri gelmeyecek ve piyasalarda istikrar oluşmayacak.
Bakalım kimin öngörüsü doğru çıkacak?
Diyelim ki dünyanın tüm ülkelerini kapsayan evrensel bir kriz yaşanıyor.
Zaman zaman bu tür krizler yaşanmıştır.
Bunların en yakın olanı 2008 krizidir.
O zaman ne diyordu ülkeyi yönetenler; Bu kriz bizi teğet geçecek.
Peki, bu defa neden teğet değil de tam ortadan yararak geçiyor?
Yine o yıllarda krizi fırsata çevirmek diye bir söylem geliştirdi ülkeyi yönetenler.
Gelin şimdi de krizi fırsata çevirelim!
Gerçekten 2008 krizi ülkemizi bu kadar derinden sarsmadı. Yönetimin deyimiyle teğet geçti. Böylesine bunalmadık, bu kadar parasal sıkıntı çekmedik. Kâğıt paramızın üzerindeki rakamı yükseltmeyi düşünmedik.
Altı sıfırın geri geleceği gündeme gelmedi.
Ne oldu da bugün bunları konuşuyoruz? Devlet yönetiminde bu kadar usta olamamış yöneticilerimiz çok temkinli ve akıllı bir yönetim ortaya koydular. Bu kadar savurganlık yoktu. Böylesine öngörüsüz harcamalar yapılmıyordu.
Ekonominin kitabı henüz yazılmamıştı.
Kalfa daha gerçekçi bir yönetim ortaya koyuyordu.
Bugün için yoruma hacet yok, görüldüğü üzere; yönetimin “biz nerede hata yaptık” sorusunun cevabını aramaya yoğunlaşmasının zamanı gelmiştir.