23 Aralık 2021 Perşembe. Bu yılın ilk karı düştü Görele'ye. Dersim var bugün Özel Açı Kolejinde. II TM'ye, 12 TM'lere. Gençliği, öğrenciliği iyi bilirim. Bugün akşama dek karlı tümceler kurulacak okulda. Tümden kara yoğunlaşacak öğrenciler. Okulun alanında "karlı" oyunlar oynanacak. Şakalar karlı olacak...
Olağan konu yerine ilk derslerimi "kara" ayıracağım. Yazından kopmayarak. Karla yazın arasında ilişki kurarak...
YAZIMIMIZDA KAR yazdım tahtaya. Öğrencileri de konuşturarak, onların bilgilerini de yoklayarak, onlardan da katkı alarak başlığın altını doldurdum: Elhanı Şita (şiir, Kış nağmeleri), Kar Musikisi (şiir, Yahya Kemal Beyatlı), Kar(şiir, Ahmet Muhip Dıranas), Kış (şiir, Ahmet Haşim), Kar (roman, Orhan Faruk), Kar Çiçekleri (şiir, Ebubekir Hazım Tepeyran), Sus Barbatus I (roman, Faruk Duman), Fırtına ve Kar (şiir, Orhan Seyfi Orhun), Dağlar Başı Karlı olur (türkü, Neşet Ertaş), Kar mı Yağmış Yüce Dağlar Başına (türkü, Neşet Ertaş).
Öğrencilerin kaynak, soru çözümlü yazın yapıtları var. Yazdıklarımızın kimilerini o yapıtlardan yazdırdılar tahtaya. Ahmet Haşim'le, Ebubekir Hazım Tepeyran adı o kaynaklardan geldi.
Yapıtlar üstüne söyleşiyoruz öğrencilerle. Elhanı Şita'nın dili, yapısı. İlginç imgeleri. Buluşları, alışılmamış bağdaştırmaları. Ozanın kara, karın yağışına bakış açısı, duygu yönelişi... Başlangıçta karın "yavrusunu yitiren bir kuşa" benzetilişi... Kış, kar, soğuk... Kuş yavrusu en korunaksız canlı. Kuş da öyle... Ozanın duygularını çözmeye çalışıyoruz öğrencilerle... Şiiri öğrencilerimden biri okudu sınıfa. Dili çok eski. Yaşamadığı sonucuna vardık şiirin. Dil eskirse, ölürse şiir de ölür...
Yahya Kemal'in şiirini de buydu başka bir öğrencim. Onun üstüne de konuştuk. Onun dili öncekine göre daha yeni... İki şiirde de ortak yön uyum, müzik...
Ahmet Muhip Dıranas'ı tümüne yakını anımsadı öğrencilerimin. Olvido'yu, Kar'ı, Serenat'ı... Hele hele Serenat'ı... "Uyak bilgisi" çalışırken de, yazınsal sanatları incelerken de ilk dörtlüğünü yazmıştım tahtaya... ilgi görmüştü. Gerisini aramış bulmuştu gençler... Arka sıralardan biri "Kardır yağan üstümüze geceden"le başlayan dizeleri bile paylaştı arkadaşlarıyla... Sevindim. Gönendim...
Kar. Kar romanını okuyan çıkmadı. Sınavlarda yazın sorusu olarak çağdaş Türk romanından soru çıktığı için öğrenciler "yazar-yapıt" bilgisini yerleştiriyor belleklerine. Orhan Pamuk'u anımsadılar. Ben de özetledim yapıtı. Birinci kişinin KA olduğunu, romanın Kars'ta geçtiğini, Kars'ın Kar'ının, soğuğunun, Kaz'ının, Kaşarının ünlü olduğunu ekleyerek. Az da "Nobel" bilgisi vererek. Kar'dan dolayı değil ama Kar'ın yazıldığı yıl, yanlış oldu Karın yayımlandığı yıl Orhan Pamuk'un Nobel aldığını söyleyerek. İlk Nobel'imiz, yazınımız için önemli. Bunları da vurgulayarak...
Kar Çiçekleri'ni okudu bir öğrencim. Sıranın üstündeki "Üniversite Hazırlık Edebiyat " yapıtından...
Sus Barbatusl, baştan sona karı, buzu, donu, dondurucu soğuğu anlatan bu yönüyle yazınımızın tek, özgün yapıtı. Çıldır, Çıldır Gölü, Ardahan Dağları... Don, don... Buz, buz... Kar, kar. Kış, kış... Ardahan, Hanak, Kars... kışı. Faruk Duman özellikle kişileri, olayları anlatırken onları çevreleyen Kış'ı, Kar'ı, DONDURUCU SOĞUĞU anlatıyor... Özgün diliyle. Yazar üç cilte tamamladığı ırmak roman türüne yazınımızda özgünlük kattığı yapıtın öteki ciltlerinde İLKBAHAR'ı, YAZI' anlatarak tamamlamış gözüküyor çalışmasını. Fırtına ve Kar ozanını öğrencilerimin tümüne yakını anımsadı. "Beş Hececiler"i biliyorlar unutmamacasına. Dağlar başı karlı olur / Sevenler efkarlı olur / Sevip sevip ayrılan / Sonunda dertli olur..." Neşet Ertaş'ı dinliyor gençler. Önemini, değerini vurguluyor... Bu türküyü anımsamadılar. Anımsatmak için ilk bölümünü kavuşkıyla seslendirdim. Dinlediler çıt çıkaramadan. Çok etkilendiler... Bir ikisi de anımsadı türküyü...
Halk yazınında uzun havaları işlemiştik. Bu türkülerin özelliklerini biliyorlar. Kar mı yağmış yüce dağlar başma / Merhamet eylemez gözlerimin yaşına / Daha değmemiştim on beş yaşma / Vurdu felek kırdı kollarımı dalımdan / Nerelere gidem arz edem bu halımdan. Yazınımızda Kar'ı Görele'den "karlı" iki üç maniyle bitirdik... Çekici, unutulmaz bir ders oldu... Gençler, öğrencilerim için de kalıcı bir anı..