Soğuk esen rüzgar kışı hatırlatmaya başladı.
Fındık,hamsi derken,zaman geldi.Yapraklar sarardı.kuşlar göçtü.
peki bizler yine aynı yerdeyiz.Evlerimiz,işimiz,dertlerimiz,heyecanlarımız,Fakat farkına varmasak da bu kısacık mevsim değişimlerinde bile çok şeylerden
oluruz.Bir bakarsın hiç umulmadık olaylar,sevinçler,karamsarlıklar
kaplar benliğimizi.Karabasanla uğraş veririz gündüzlerimiz de.Ellerimiz kalkmaz,ayaklarımız yürümez,yüreklerimiz çarpar.korkularımız
sevinçlerimizi kovsa da,Ufacık bir sevinç kırıntısı ışırsa gözleriniz de korkular dağılır,zaman ve mekan kaybolur.Dalar gideriz kuru bir yaprağın nereye gittiğini bilmeden döne,döne uçtuğu gibi.Ne zaman yaprak düşer,son menziline varır bizlerde öyle düşü veririz.
Yıllar öncesinde yaşadığımız çocukluğumuzun kucağına.O kucak ki,
Sıcacıktır. Şevkatlidir. Öpücüklerinde merhamet sevginin ateşten sıcaklığı vardır.İşte o kucak ana kucağıdır.Mihnetsiz,karşılıksız.O kucaktan başka kucağın hep bedelleri vardır. Acıları,yokuşları,inişleri
vardır.Ağaçlar bile uyurmuş yaprak dökünce,Bedenlerinde ki suyu
toprağa boşaltır aç ve susuz uykuda beklermiş baharı yapraklarını.Ağaçlarda demek ana kucağından farksızmış. Ne var ki
ağaçlar biz insanlardan daha şanslı.Yüzyıllarca baharı kışı yaşasalar da biz insanların baharı bir, kışı bir, Ona da yetişirse.Acınacak canlar olsak da acımıyorsak birbirimize kırıp döküyorsak birbirimizi, esiriyiz
duygularımızın ve benliklerimizin hırslarımızın. Çocukken hep ebe
olmamak için koşmalarımız gibi,şimdilerde de hep önde olmak için bin bir dolambaçlı yollara birbirimizi savurmamız gibi.Hatılamak bazen güzeldir.Anmak bir iyiliği şereftir.İnat edip kırmak dökmek ana sütünü inkardır. Sevmek erdemdir iyilikleri.Sevmemek inkar etmek zulümdür.Sevenlere doğruya inanlara.Saygılarımla...! M.Yayla