Aslında 12 Eylül darbesinin siyasi hayatımıza kazandırdığı bir kavramdır seçim barajı. Darbeyi yapan generaller yargılandığı halde darbeci generallerin yaptığı anayasa ve yasalarla yönetilmeye devam ediliyor Türkiye.
Darbeyi yapanları yargılarken yaptıkları anayasa ve yasalarla ülkeyi yönetiyor olmak sanırım sadece bizim ülkemize nasip olacak bir demokrasi anlayışı olmalı!
Madem darbecileri yargılıyorsun onların yaptığı anayasa ve yasaları da yırtıp atacaksın. Yerine demokratik bir anayasa yapacak ve çağdaş yasalar çıkartacaksın.
Bu baraj meselesi de 12 Eylül darbesinin bir ürünüdür ve hiçbir siyasi iktidar bunu kaldırmayı düşünmemiştir.
Zaman zaman konuşulsa da her siyasi parti bunu fırsata çevirmenin hesabını yaparak kaldırılması yönünde ciddi bir çalışma başlatmamış ve yapmamıştır.
Son günlerde baraj meselesi yeniden ülke gündemine gelmiş ve sanki bir miktar düşürülecekmiş havası verilmeye çalışılmaktadır. Yazı yayınlandığında nasıl bir sonuca varılacağını bilmemekle birlikte çok da önemli bir gelişme beklenmemektedir.
Bir cümleyle anlatmak gerekirse 12 Eylül darbesinin getirdiği baraj sistemi kaldırılmalıdır. Baraj sistemi olmasaydı ülkemizin siyasi gerçekleri bugünkünden çok farklı olurdu. Ülkemizin ve dolayısıyla insanlarımızın kaderini değiştirmiştir baraj sistemi.
Sadece bir örnekle bile anlatılabilir baraj sisteminin ülke yönetimini nasıl etkilediği. 2002 seçimlerini hatırlıyor musunuz? Bundan 20 yıl önce yapılmıştı. Bu seçim ve bu seçimin sonuçları Türkiye'de tarihe geçecek kadar etkili olmuştur.
Seçmen oylarının sadece yüzde 34.42 sini alan bir siyasi parti 550 sandalye olan mecliste 365 sandalye kazanmıştır. Çoğunluğu kazanarak iktidar olmuştur. Bu sonucun ortaya çıkmasını sağlayan baraj sistemidir.
Buna adil bir seçim diyebilir misiniz?
Buna milli irade diyebilir misiniz?
Bizi halk iktidar yaptı diyebilir misiniz? Sizi halk değil baraj sistemi iktidar yapmıştır. 100 kişiden sadece 35 kişi size oy vermişken siz parlamentoda ezici bir çoğunluk elde ediyorsunuz, 65 kişinin tercihini yok sayıyorsunuz! Böyle seçim sistemi mi olur?
Yeri gelmişken diğer partilerin aldığı oy oranını da hatırlayalım isterseniz: Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 34. 42, Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 19.42, Doğru Yol Partisi yüzde 9, Milliyetçi Hareket Partisi yüzde 8.35, Genç Parti yüzde 7.24, Demokratik Halk Partisi yüzde 6.23 ve Anavatan Partisi yüzde 5.12.
Yüzde 10 barajını geçemeyen diğer tüm partilerin oyları birinci çıkan partiye verilmiş gibi değerlendirilerek 365 vekil birinci partinin listesinden parlamentoya girmiştir.
Oysa her parti aldığı oy oranında parlamentoda temsil edilseydi ülke açısından bambaşka bir durum ortaya çıkardı.
Askeri darbenin koyduğu seçim barajı böyle bir ülke gerçeği yaşamamıza sebep oldu.
Bugün de aynı gerçekle karşı karşıyayız!
Efendim, baraj olmasa her siyasi görüş meclise girermiş ve istikrar olmazmış.
Siz buna istikrar mı diyorsunuz?
Bütün siyasi partilerin amacı seçmenlerinin oyu oranında mecliste yer almak ve ülke yönetimiyle ilgili politikalarını hayata geçirmektir. Elbette her siyasi görüş meclise girmek için vardır. Aldığı oy oranında mecliste sandalyesi olsun, ne var bunda!
Biz gündelik hayatta o siyasi görüşteki insanlarla birlikte yaşıyoruz. Okulda birlikteyiz, askerde beraberiz, mahallede komşuyuz, işyerinde birlikte üretiyoruz, devlet kurumunda beraber hizmet veriyoruz; siz de lütfen mecliste birlikte çalışma zahmetine katlanınız efendim!
Özetin özeti, bu meseleyi barajı kaldırarak çözün artık. Barajı koyacaksa seçmen koysun. Kime dur diyeceğine seçmen karar versin. Demokrasinin gereği budur.,