Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort
Nihat Öztürk
Köşe Yazarı
Nihat Öztürk
 

AYNI KAFA

Türkiye'nin deprem açısından en riskli bölgesi olan İstanbul'a 80 milyon ülke nüfusunun 20 milyonunu yığıp, yurt ekonomisinin döngüsünü sağlayan yatırımların büyük bir bölümünü bu bölgeye toplayan kafayla dere yatağına şehir kuran ve denize sıfır yollar yapan kafa aynı kafa. Beklenen bir İstanbul depreminde olabilecek can kaybı ve yıkılma ihtimali çok yüksek binalarla ilgili açıklama yapanları felaket tellallığıyla suçlayan kafayla dere yatağında kurulu yerleşim yerlerinde yaşanan sel felaketini sadece seyreden kafa aynı kafa. Bunlar bilime ve tekniğe inanmazlar! İnansalardı “ihanet edilmiş İstanbul'da” depreme dayanıksız bu kadar bina olmazdı. Deprem yönünden bu kadar riskli bir bölgeye bu kadar nüfus yığılmazdı. Sanayi yatırımlarının büyük bir bölümü bu coğrafyaya yapılmazdı. Bilim ve tekniğe inansalardı “inadına” kanal yapmazlar gerekli olup olmadığını değerlendirirlerdi. Bilimsel çekinceleri dikkate alırlardı. İnansalardı Anadolu'dan İstanbul'a göçü teşvik etmezler bunca kalitesiz binanın yapılmasına göz yummazlardı. Olası bir İstanbul depreminde yıkılması beklenen ve milyonlarca insanın enkaz altında kalabileceği kalitesiz yapılar gökten zembille mi indi? Aynı kafa! Onların inancına göre bütün bunlar takdir-i ilahı… Kader ya da işin fıtratında olan şeyler. Her şey Allah'tan; sanırsınız ki insanların hiç ihmali ya da kusuru yok! Oysa baştan ayağa insan kusuru; yönetin eksikliği! Son sel felaketinde yaşananları günlerce seyrettik televizyon ekranlarından. Geçen yıl da Dereli de yaşanmıştı buna benzer bir sel felaketi. Bugün de Batı Karadeniz'de yaşandı. Yönetim hep felaket sonrası şunu yaptık, bunu yaptık diye övünüyor; bırakında o felaketi yaşayanlar söylesin bunları. Siz felaket öncesi gerekli bilimsel alt yapıları kurarsanız ne o felaket yaşanır ne de sizin bir şey yapmanıza gerek kalır. Bu kafa için toprak ve arazi çok önemli. Hep dünyayı geçici görürler hem de toprağa taparlar deyim yerindeyse. Bu ülkede daraltılmamış bir dere yatağı göremezsiniz. Dere ve nehir yataklarını daraltarak arazi elde etmek bu kafanın en büyük özelliğidir. Bırakınız dereler ve ırmaklar Allah'ın kendilerine verdiği alanda aksınlar! Ne işiniz var dere yatağında, neden oralara yerleşim yeri kuruyorsunuz? Atanızın dedenizin bu yataklardan neden uzak durduğunu hiç düşünmez misiniz? Siz onlardan daha akıllısınız öyle mi? Teknolojinize ve makinelerinize güveniyorsunuz öyle mi? Gördük teknoloji dediğiniz tek dişi kalmış canavarınızı! Geçmişte başka bölgelerde de yaşandı bu tür felaketler; konuşulanları hatırlayınız, dere yatağına yapılan binalar kaldırılacak denildi. Kaldırıldı mı? Hayır! Boş laf. Kaldırmayı tartışmak bir yana zaten yapılması yanlıştı. Yanlış üstüne yanlış koymaya devam ediyoruz. Ülkenin deprem riski en yüksek yerine insan taşımaya ve sele elverişli dere yataklarına yerleşim yeri kurmaya devam ediyoruz. :Çok gerçekçi kararlar alıp uygulamazsak bu felaketler devam edecek haberiniz olsun. Her şeyin sebebi insanın ta kedisidir. Dere yatağına ev yaparsan bir gün suyun yatak odana girmesini de beklemelisin. Bu evlerin yapılmasına izin veriyorsan bu selin felakete dönüşmesini beklemelisin. Ülke bütçesinin yaraların sarılmasına ayrılması kaçınılmazdır. Deveni sağlam kazığa bağladıktan sonra tefekkür edeceksin. Hadis böyle! Bu kafalar değişmedikten sonra bu güzelim ülke daha çok felaketler yaşar, İlim ve teknik yönetime hâkim olmadıktan sonra daha çok gözyaşı dökeriz. Geçmişten bugüne o kadar çok hata yapıldı ki bugün sonuçlarını yaşıyoruz. Geçmiş olsun Türkiye'm, Allah seni korusun; bu kafanın koruyacağı yok çünkü! Hiçbir şey olmamış gibi dere yatakları daraltılmaya, deprem riski olan bölgelere gök delenler yapılmaya devam ediliyor.
Ekleme Tarihi: 02 Eylül 2021 - Perşembe

AYNI KAFA

Türkiye'nin deprem açısından en riskli bölgesi olan İstanbul'a 80 milyon ülke nüfusunun 20 milyonunu yığıp, yurt ekonomisinin döngüsünü sağlayan yatırımların büyük bir bölümünü bu bölgeye toplayan kafayla dere yatağına şehir kuran ve denize sıfır yollar yapan kafa aynı kafa.

Beklenen bir İstanbul depreminde olabilecek can kaybı ve yıkılma ihtimali çok yüksek binalarla ilgili açıklama yapanları felaket tellallığıyla suçlayan kafayla dere yatağında kurulu yerleşim yerlerinde yaşanan sel felaketini sadece seyreden kafa aynı kafa.

Bunlar bilime ve tekniğe inanmazlar!

İnansalardı “ihanet edilmiş İstanbul'da” depreme dayanıksız bu kadar bina olmazdı.

Deprem yönünden bu kadar riskli bir bölgeye bu kadar nüfus yığılmazdı. Sanayi yatırımlarının büyük bir bölümü bu coğrafyaya yapılmazdı.

Bilim ve tekniğe inansalardı “inadına” kanal yapmazlar gerekli olup olmadığını değerlendirirlerdi. Bilimsel çekinceleri dikkate alırlardı. İnansalardı Anadolu'dan İstanbul'a göçü teşvik etmezler bunca kalitesiz binanın yapılmasına göz yummazlardı.

Olası bir İstanbul depreminde yıkılması beklenen ve milyonlarca insanın enkaz altında kalabileceği kalitesiz yapılar gökten zembille mi indi? Aynı kafa!

Onların inancına göre bütün bunlar takdir-i ilahı… Kader ya da işin fıtratında olan şeyler. Her şey Allah'tan; sanırsınız ki insanların hiç ihmali ya da kusuru yok!

Oysa baştan ayağa insan kusuru; yönetin eksikliği!

Son sel felaketinde yaşananları günlerce seyrettik televizyon ekranlarından. Geçen yıl da Dereli de yaşanmıştı buna benzer bir sel felaketi. Bugün de Batı Karadeniz'de yaşandı.

Yönetim hep felaket sonrası şunu yaptık, bunu yaptık diye övünüyor; bırakında o felaketi yaşayanlar söylesin bunları. Siz felaket öncesi gerekli bilimsel alt yapıları kurarsanız ne o felaket yaşanır ne de sizin bir şey yapmanıza gerek kalır.

Bu kafa için toprak ve arazi çok önemli. Hep dünyayı geçici görürler hem de toprağa taparlar deyim yerindeyse. Bu ülkede daraltılmamış bir dere yatağı göremezsiniz. Dere ve nehir yataklarını daraltarak arazi elde etmek bu kafanın en büyük özelliğidir.

Bırakınız dereler ve ırmaklar Allah'ın kendilerine verdiği alanda aksınlar!

Ne işiniz var dere yatağında, neden oralara yerleşim yeri kuruyorsunuz?

Atanızın dedenizin bu yataklardan neden uzak durduğunu hiç düşünmez misiniz? Siz onlardan daha akıllısınız öyle mi? Teknolojinize ve makinelerinize güveniyorsunuz öyle mi?

Gördük teknoloji dediğiniz tek dişi kalmış canavarınızı!

Geçmişte başka bölgelerde de yaşandı bu tür felaketler; konuşulanları hatırlayınız, dere yatağına yapılan binalar kaldırılacak denildi. Kaldırıldı mı? Hayır! Boş laf.

Kaldırmayı tartışmak bir yana zaten yapılması yanlıştı.

Yanlış üstüne yanlış koymaya devam ediyoruz.

Ülkenin deprem riski en yüksek yerine insan taşımaya ve sele elverişli dere yataklarına yerleşim yeri kurmaya devam ediyoruz. :Çok gerçekçi kararlar alıp uygulamazsak bu felaketler devam edecek haberiniz olsun.

Her şeyin sebebi insanın ta kedisidir. Dere yatağına ev yaparsan bir gün suyun yatak odana girmesini de beklemelisin.

Bu evlerin yapılmasına izin veriyorsan bu selin felakete dönüşmesini beklemelisin. Ülke bütçesinin yaraların sarılmasına ayrılması kaçınılmazdır.

Deveni sağlam kazığa bağladıktan sonra tefekkür edeceksin. Hadis böyle!

Bu kafalar değişmedikten sonra bu güzelim ülke daha çok felaketler yaşar,

İlim ve teknik yönetime hâkim olmadıktan sonra daha çok gözyaşı dökeriz.

Geçmişten bugüne o kadar çok hata yapıldı ki bugün sonuçlarını yaşıyoruz.

Geçmiş olsun Türkiye'm, Allah seni korusun; bu kafanın koruyacağı yok çünkü!

Hiçbir şey olmamış gibi dere yatakları daraltılmaya, deprem riski olan bölgelere gök delenler yapılmaya devam ediliyor.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş