Gemi gelir yan verir
İskeleye şan verir
Şu İstanbul kızları
Koca diye can verir
Hani benim Receb'im
Receb'im, sarı lira vereceğim
Almazsan karakola gideceğim
Er Recep. Yakışıklı. Yiğit Recep... Özgürlüğüne düşkün Recep. Kimseye. Kimseye boyun eğmeyen Recep. Sevilse bile... Sevgi tutkuya dönüşse bile. Yanıp tutuşulsa bile. Sen Görele'nin güpgüzel kıyısındaki Çavuşlu köyünden askere git... İstanbul'a. Rami Kışlasına... Bahriye çavuşu ol. Kır geçir oraları yakışıklılığınla. İstanbul güzellerinin gözü sende olsun... Gemi komutanının kızı... Komutanın kızının yürek kanatıcı sevisine aldırma, karşılık verme... önüne serilenlere karşı. Sarı liralara...
Böyle güzel İstanbul türküsünün yiğidi ol... Çavuşlu'ya gel... Kimilerde usundan İstanbul geçse de yıllarını Görele Çavuşlu'da tüket... Ne mutlu sana Recep. Türküde yaşıyor adın. Sonsuzca. Işıklar içinde yat.
(Nihat Çelik, Karadeniz Postası, 2 Ağustos 2005)
Mehmet Halit Bayrı'nın derlediği İstanbul manileri ne güzel:
Yanınca
Geçti gönül yanınca
Güzel sana şan mıdır
Ben aşkına yanınca
Bir azatsız kulunum
Götür beni yanınca
Yarimin ocağında
Mum yanar buçağında
Tanrı alsın canımı
Bir dilber kucağında
Yara yara
Aç bağrımı yar yara
Şahlandı filiz verdi
Sinemdeki o yara
Kah sever kah usanır
Lanet olsun o yara
Dı köye
Arzuladık ihvanı
Geldik şu Kadıköy'e
Müfti haraç keserken
Ne yapar Kadıköye
Bugün cuma günleri
Arşa çıkar ünleri
Sağ yanında benleri
Sol yanında gülleri
Ömürden mi sayarım
Sensiz geçen günleri
Yaraşır
Geçti gönül yaraşır
Ben bu dağı aşamam
Tut kolumdan yar aşır
Yar cemalin pek güzel
Her ne giysen yaraşır
Düz güneş
Bu ne hikmet yaratan
Gece ay gündüz güneş
Dolaştım ben her yeri
Bulamadım düzgün eş
Yanaklar vişne rengi
Dudakları al ateş
Yandı gönül kül oldu
Getir kürek al ateş
Düğümü
Başında var yemeni
Ucundadır düğümü
A felek çok mu gördün
Bir kere güldüğümü
Dostumdan çok düşmanım
İsterler öldüğümü
Pencerede duran kız
Bayram geldi dolan kız
Kurbansız bayram olmaz
Sana kurban olam kız
Edirne'ye yöneliyoruz... İstanbul gerilerde kalıyor yavaş yavaş. Edirne'deyiz.
İlk durağımız Kapıkule... Dinleniyoruz, geziyoruz. Araçlar, araçlar. Kentin tam göbeğindeyiz. En görkemli yapıtı Mimar Sinan'ın Selimiye Cami'si. Tek kubbeli. Dört minareli. 1569'da başlanmış yapımına. Altı yılda bitirilmiş... Çinileri. Çinileri olağanüstü. İznik işi. Camiyi, bedesteni. Eski camiyi geziyoruz. Cıvıl cıvıl bir kent Edirne.
Güzel yurdumun kuzeybatısın-da Edirne. Marmara bölgesinde. Kıyısı var Ege Deniz'ine. Istranca Dağları buralarda. Meriç, Ergene Edirne'yle anılır.