1.
Kıyı'nın 2013 Ocak-Şubat sayısında Kadir İncesu'yun önemli ozanımız, yazarımız Refik Durbaş'la konuşmasından: -Genç Kalemler'de neler yazıyordunuz?
-Genç Kalemler, İzmir Namık Kemal Lisesi'nde çıkardığımız okul dergisiydi. İsmet Kültür diye bir edebiyat hocamız vardı. Abisi Asım Kültür, Hasan Tahsin'in arkadaşıydı. İsmet Kültür de gerçekten çok kültürlü bir adamdı. Örneğin, bize lise 1. sınıfta derse geldiğinde Nihat Sami'nin kitaplarını kaldırttı: "Nedim'i, Nabi'yi, Fuzuli'yi size bir ders anlatacağım. Bizim üç Kemalimiz var: Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir. İki de yazarımız var: İlhan Selçuk, Çetin Altan..." 1960'ların başı Cebinden Sokrates'in bir kitabını çıkardı. Okudu. Her ay Kovan Kitabevi'nden Varlık ve Yeditepe Yayınları'nın kitaplarını getirdi. 1 liraydı o zamanlar, o kitaplar. Bizim okul da yoksul öğrencilerden oluşuyordu. Her sömestir yazılı yapar, o yazılıda da kapının önüne çıkar, "Delikanlı adam kopya çekmez." derdi. Sonra kompozisyon yazdırırdı bize. İlk olarak bir hikaye yazmıştım. 1962 yılında Çocuk Haftası dergisinde yayımlanmıştı. Bize şiir ve hikayeler yazdırırdı.. Genç Kalemler diye bir dergi çıkarmaya başladık. Derginin sorumlusu da ben oldum. Dergide lise öğrencilerinin yazıları çıkıyordu.
2.
- Öğretmen olma düşüncenizden neden vazgeçtiniz?
- İsmet Kültür ile dersten çıkınca beraber şarap içiyorduk. Normalde yine öğretmen - öğrenci ilişkisi devam ediyordu. Üniversiteye geldikten sonra yazışmaya başladık. Bana, "Sen git öğretmen ol. Ben bırakacağım. Benim yerime sen başlayacaksın." dedi. Üniversitede ilk derse girdim. Muharrem Ergin, ilk derste tahtaya "elifbe"yazdı. Ben de kapıyı açıp çıktım. Baktım ki, kafamdaki edebiyat öğretmenliği, fakültede göreceğim derslerin hiçbiriyle uyuşmuyor. Düşe kalka 1971'de son sınıfa geldim. Mehmet Kaplan, beni Necatigil'in öğrencisi sanıyor. Necatigil, Kaplan'a, 'Çok büyük bir şair." demiş. Yeni Dergi'de gençlerden seçmeler yapıyor. Ataol'un, benim şiirlerimden örnekler veriyor. Necatigil' ile Kaplan da Çapa'dan arkadaş... Sonra Cumhuriyet' e girince Mehmet Kaplan bana kızdı. "Niye o gazetede çalışıyorsun?" dedi. Hatta tezimi onda yapacaktım, "Orhan Veli'den günümüze Türk şiiri" diye. Yarıda kaldı. O sırada Cumhuriyet'te çalışmaya başlamıştım. Asgari ücret 800 lira. Bir arkadaşım öğretmen oldu. Edirne'ye gitti. Eşi de öğretmen'di. Sordum, 550 lira maaş alıyormuş. Bu şartlarda gazetede kalmaya karar verdim. 1981'e kadar gazetede kaldım. Evlenene kadar da askere gitmedim. Evlenince gittim askere. 20 ay, er olarak askerlik yaptım.
3.
Bahtiyar Dayımoğlu Ağabeyin not defterime yazdırdıklarından:
CAN İLACI
Sayarım
Severim
Yolluk olurum yoluna
Kadın anam
Kadın bacım
Sevgilerimi sunarım
Türküler yakarım adına
Kadın sevgilim
Kadın eşim
Kadın can ilacım
4.
Görele'den. Atalarımızın bir sözü:
- Zengin gıt ile, yoksul got ile...
Babam, "bir şeyler" anlatırken kullanırdı ara sıra...
Anasayfa
Yazarlar
Hayrettin Günay
Yazı Detayı
Bu yazı 99+ kez okundu.
DEĞİNMELER
1.
Kıyı'nın 2013 Ocak-Şubat sayısında Kadir İncesu'yun önemli ozanımız, yazarımız Refik Durbaş'la konuşmasından: -Genç Kalemler'de neler yazıyordunuz?
-Genç Kalemler, İzmir Namık Kemal Lisesi'nde çıkardığımız okul dergisiydi. İsmet Kültür diye bir edebiyat hocamız vardı. Abisi Asım Kültür, Hasan Tahsin'in arkadaşıydı. İsmet Kültür de gerçekten çok kültürlü bir adamdı. Örneğin, bize lise 1. sınıfta derse geldiğinde Nihat Sami'nin kitaplarını kaldırttı: "Nedim'i, Nabi'yi, Fuzuli'yi size bir ders anlatacağım. Bizim üç Kemalimiz var: Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir. İki de yazarımız var: İlhan Selçuk, Çetin Altan..." 1960'ların başı Cebinden Sokrates'in bir kitabını çıkardı. Okudu. Her ay Kovan Kitabevi'nden Varlık ve Yeditepe Yayınları'nın kitaplarını getirdi. 1 liraydı o zamanlar, o kitaplar. Bizim okul da yoksul öğrencilerden oluşuyordu. Her sömestir yazılı yapar, o yazılıda da kapının önüne çıkar, "Delikanlı adam kopya çekmez." derdi. Sonra kompozisyon yazdırırdı bize. İlk olarak bir hikaye yazmıştım. 1962 yılında Çocuk Haftası dergisinde yayımlanmıştı. Bize şiir ve hikayeler yazdırırdı.. Genç Kalemler diye bir dergi çıkarmaya başladık. Derginin sorumlusu da ben oldum. Dergide lise öğrencilerinin yazıları çıkıyordu.
2.
- Öğretmen olma düşüncenizden neden vazgeçtiniz?
- İsmet Kültür ile dersten çıkınca beraber şarap içiyorduk. Normalde yine öğretmen - öğrenci ilişkisi devam ediyordu. Üniversiteye geldikten sonra yazışmaya başladık. Bana, "Sen git öğretmen ol. Ben bırakacağım. Benim yerime sen başlayacaksın." dedi. Üniversitede ilk derse girdim. Muharrem Ergin, ilk derste tahtaya "elifbe"yazdı. Ben de kapıyı açıp çıktım. Baktım ki, kafamdaki edebiyat öğretmenliği, fakültede göreceğim derslerin hiçbiriyle uyuşmuyor. Düşe kalka 1971'de son sınıfa geldim. Mehmet Kaplan, beni Necatigil'in öğrencisi sanıyor. Necatigil, Kaplan'a, 'Çok büyük bir şair." demiş. Yeni Dergi'de gençlerden seçmeler yapıyor. Ataol'un, benim şiirlerimden örnekler veriyor. Necatigil' ile Kaplan da Çapa'dan arkadaş... Sonra Cumhuriyet' e girince Mehmet Kaplan bana kızdı. "Niye o gazetede çalışıyorsun?" dedi. Hatta tezimi onda yapacaktım, "Orhan Veli'den günümüze Türk şiiri" diye. Yarıda kaldı. O sırada Cumhuriyet'te çalışmaya başlamıştım. Asgari ücret 800 lira. Bir arkadaşım öğretmen oldu. Edirne'ye gitti. Eşi de öğretmen'di. Sordum, 550 lira maaş alıyormuş. Bu şartlarda gazetede kalmaya karar verdim. 1981'e kadar gazetede kaldım. Evlenene kadar da askere gitmedim. Evlenince gittim askere. 20 ay, er olarak askerlik yaptım.
3.
Bahtiyar Dayımoğlu Ağabeyin not defterime yazdırdıklarından:
CAN İLACI
Sayarım
Severim
Yolluk olurum yoluna
Kadın anam
Kadın bacım
Sevgilerimi sunarım
Türküler yakarım adına
Kadın sevgilim
Kadın eşim
Kadın can ilacım
4.
Görele'den. Atalarımızın bir sözü:
- Zengin gıt ile, yoksul got ile...
Babam, "bir şeyler" anlatırken kullanırdı ara sıra...
Ekleme
Tarihi: 24 Şubat 2024 - Cumartesi
DEĞİNMELER
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.