"Terke başlamışsa kuğular gölü
Çizgili sulara dalar bir zaman"
İnsan yaşadıklarıyla, duygularıyla, ağlatılı yanlarıyla... akıp gider yaşamın içinde. Beyinle yürek biçimlendirir bizi. Düş kurulur, amaç saptanır. Düzene koyulmaya çalışılır yaşam. Kimiler de amaca yaklaşılır, çoğunca da yaklaşılmaz. Bir adım. Bir adım kalkmıştır. Uzanıverseniz kırlarınız çiçeklenecektir. Mutluluk binbir renklerle, kokularla göğünüze yükselecektir. Bir adım... 0 küçücük bir adım büyür de büyür. Tepelere, dağlara, kayalara, doruklara dönüşür. Acılar bitecekti oysa... Yaralar kapanacak, karanfiller açacaktı... "Olacaktı" ile “olmalıydı" arasında ele geçmeyişlerin çanları çalınmıştır...
Duyguların büyülü diliyse şiir, ozan da yüreğimizdekini açığa çıkarandır. Kimileri mutluluğu, kimileri ayrılığı, kimileri, ölümü, kimileri umudu, kimileri kişioğlunu dönüştüren doğayı, kimileri sonsuz gidişleri... türküleştirir. Kimi ozanlar vardır dışa dönük duyguları işler ilmik ilmik. Kimileri de içe dönükleri çiçeklendirir...
Ahmet Kaçar... Ahmet Kaçar içe dönük duyguları sonsuzlaştıran özgün ozanlarımızdan. BİR ZAMAN adlı şiiri bu tür duyguların ölümsüz anıtıdır. Ayrılığın en karmaşık, en ağlatılı yanlarıyla bu denli etkili dile gelişi az bulunur: Terke başlamışsa kuğular gölü/ Çizgili sulara dalar bir zaman / Uçtuğu dağlarda kara gömülü /Turnalara haber salar bir zaman...
Bu başlangıç dörtlüğünde bizi sarsan, bizi titreten, durmamacasına sızan sızan sızdıkça biriken, yoğunlaşan bir acı var. Görkemli bir ezgi yumuşaklığı duyuluyor dizelerde. Seslerin, hecelerin, sözcüklerin duygulara, çağrışımlara, düşüncelere dönüşen uyumlu sesi içine işliyor insanın. Dizelerde tatlı tatlı akıveren anlatım özgünlüğü dizeleri bıkmadan yineleme duygusu uyandırıyor.
"Terke başlamak, kuğular, dalmak, kara gömülmek, haber salmak" söyleyişleri şiire gizlenmiş ağıt izleğinin ipuçları oluyor. "BİR ZAMAN" da şiirin çekirdeği...
Gidişin, ayrılışın şiiridir bu. Gidiş... Bir yerden koparak, bir yerden göçerek, çok olanı geride bırakarak, geriye... geriye bakarak yaşanan bir gidiş. Yalnız gideni mi etkiler ayrılık? Kalanlardan da gidenler, gidenler olmaz mı? "Gidenler" küçükten büyüğe doğru yumrulaşan dile getirilmesi güç, bel ki de, bel ki de olanaksız bir birikim. Yaşayanlar için, anlatacaklar için. Beklenmeyen, patlamaya yol açacak bir birikim...
Dile gelmesi güç, dile gelmesi olanaksız olanı olanaklı kıldığı için büyük, tüm yürekleri saracağı için evrensel Ahmet Kaçar'ın dizeleri. Ayrılığın katı güçlüğü, erteleme isteğinin gerçekleşememesi, bir anlık duraklama tüm duyguları kendinde toplayan yaşam gerçeği oluyor Ahmet Kaçar'da...
Apak bir yelkenlidesiniz... Apak bir bulutta... Yeleleri uçuşan bir kır ata binmişsiniz ya da... Gidiyorsunuz, gidiyorsunuz. Dönüşü yok bunun. Umarsızlık... Bir an duraklayış... Geriye bakış bir an. Bir yaşamı, bir yaşanmışlığı uzam kayması olarak anlatış... Dilekler, düşler, bakışlar, gülüşler, salıncaklar, kundaklar, duvaklar, gelinlikler, alındaki ilk öpücüğün sıcaklığı, parmaklara değişler, çember çevirişler, sinmecekler, yüzmeler, dalmalar çıkmalar, batırmacalar, acılar, mutluluklar, başarılar, başarısızlıklar, bir sese, bir kokuya özlem duymalar... bir bir geçmekte, gitmekte bir bir. Bir an... Yaşamın yoğunlaşarak bir ana sığması... Başlangıçtan bitişe kişioğlunun "dramı"... Tüm insanları kucaklayabilecek bu duyguları "bir zaman" tamlamasına Ahmet Kaçar sığdırabilirdi ancak.
Ozan öteki şiirlerinde de duyguyla düşünceye duyguları aşan, duygular üstü, çok yönlü, sonsuz yorum, çağrışım gücü kattığı için Ahmet Kaçar'dır. Onun özgünlüğü, başarısı bundandır...
Yalnız duygudan oluşmaz Kaçar'ın şiiri. Derin düşünsel soruları da duyurur alttan alta: Burada varlığı tutan bizi ne/ Sancılı kumların yorgun dizine/ Çıplak ayakların yönsüz izine/ Dalgalar sahili yalar bir zaman... Ne denli güçlü gözükse de kişi, yetersizliğin, güçsüzlüğün simgesi de olmakta: Yetmez eksik gücün verdiği nefes/ Boğulur göğsünü şişiren heves... Kimi durumları insanın yönlendirmesi olanaksızdır. Kısası: İşte böyle yolun gelişi baştan... Baştan böyle olunca geliş de gidiş de bir aldanmanın acılarını taşır, kazanımların göreceliği de söz konusudur: İki tarafın da eri savaştan/ Galip çıktığını sanır bir zaman...
Gidiş başlamaya görsün. Ne yapılsa boşuna... Kararır ateşe gaydığın odun / Alev kendisine yanar bir zaman... Bir güneşimiz vardır içimizin bir yerlerinde... Onunla yaşarız. Bizimle yaşar o da... Bir an...
Bir an gelir, güneşimizin kanadığı: Ufukta yaralı batan güneşin/ Kesilmiş elleri batar bir zaman... Ahmet Kaçar'ın tüm şiirlerinde olduğu gibi bu şiirde de yalınç görünen ama özgün imgeler var. Bunlara, bu çarpıcı anlatıma vurulursunuz öncelikle. Beyaza dayalı şiirsel buluşlar da güzelin güzelidir.
Yazılan şiirse kötüsü olmaz. Buradadır şiiri yakalamanın güçlüğü. Şiir yazdı Kaçar, şiir yazdı. Şiire ulaşamayanlara örnek... O şiir yazdığını sananlardan, kendini de okuyanı da aldatanlardan değildi. Şiiri yazandı, yaşayandı şiiri...
Onun yazdıkları yaşıyor, yaşayacak... Ahmet Kaçar sonsuzluğa gideli dört yıl oldu... Ahmet Kaçar'ı saygıyla, özlemle anıyorum... Yazdıklarını okuyor, okuyorum...