YÜZ YILLIK KÜLTÜRE SAHİP ÇIKIYORLAR
Gündem
28.06.2024 - 17:39, Güncelleme:
28.06.2024 - 17:39 2590+ kez okundu.
YÜZ YILLIK KÜLTÜRE SAHİP ÇIKIYORLAR
Çanakçı İlçesi Düzköy Köyü'nde yaşayan teyzelerimiz Orta Asya'dan günümüze kadar gelen dokuma sanatını yöresel kıyafetleriyle belki de son kuşak olarak özenle devam ettiriyorlar.
Dastar Dokuma ve ıyma işlerini annesinden öğrendiğini belirten Emine Kirman ""Çocukluğumuzda bu dokuma işleri köyümüzde her evde devam ederdi. Köyümüzden yaylaya göç ederken dokunduğunuz dastarları evinizin her köşesinde istediğiniz şekilde kullanırdık. Koyun ve keçi yününden iplerimizi egirir ve yekin (kızılağac) kabuklarından yaptığımız boyalarla iplerimizi renklendirerek dokuma işlemini yapardık. Şimdi ise ipleri hazır alıp her türlü dokuma işlemini yapıyoruz. Annemizden gördüğümüz ve öğrendiğimiz dastarları dokuyarak bunlardan çanta, yatak örtüsü, koltuk örtüsü ve beşiklerin üzerine örtü olarak kullanıyoruz. Bunların yanında patik, çorap ve yük taşımak için dırmaç ta dokuyarak günlük hayatımızda kullanıyoruz..
Çocuklarımın hepsine Dastar dokuyarak onların ceyizine bıraktım ama yapılan bir emeğin karşılığı olmadığı için satmayı hiç düşünmedim. On metrelik bir dastarın dokuma işlemi on veya on beş gün sürüyor ve kolların güçlü olması gerekiyor. Emeğin değeri olmayınca da insanın gönlü buna yanaşmıyor.
Ben annemden öğrendim ve bu dokuma işini kızlarıma da öğrettim. Ama günümüzde bu işi ne kadar devam ettirirler bilemem. Burada önemli olan bu kültüre büyüklerimizin ön ayak olması ve kurslar açılarak bu kültürümüzün gelecek nesillere aktarılarak devam etmesi. Yoksa bu sanat bir kaç yıl sonra sadece duvarlara asılı kalan tarih olarak kalacak"" açıklamasında bulundu.
Mehmet Kavcı
Çanakçı İlçesi Düzköy Köyü'nde yaşayan teyzelerimiz Orta Asya'dan günümüze kadar gelen dokuma sanatını yöresel kıyafetleriyle belki de son kuşak olarak özenle devam ettiriyorlar.
Dastar Dokuma ve ıyma işlerini annesinden öğrendiğini belirten Emine Kirman ""Çocukluğumuzda bu dokuma işleri köyümüzde her evde devam ederdi. Köyümüzden yaylaya göç ederken dokunduğunuz dastarları evinizin her köşesinde istediğiniz şekilde kullanırdık. Koyun ve keçi yününden iplerimizi egirir ve yekin (kızılağac) kabuklarından yaptığımız boyalarla iplerimizi renklendirerek dokuma işlemini yapardık. Şimdi ise ipleri hazır alıp her türlü dokuma işlemini yapıyoruz. Annemizden gördüğümüz ve öğrendiğimiz dastarları dokuyarak bunlardan çanta, yatak örtüsü, koltuk örtüsü ve beşiklerin üzerine örtü olarak kullanıyoruz. Bunların yanında patik, çorap ve yük taşımak için dırmaç ta dokuyarak günlük hayatımızda kullanıyoruz..
Çocuklarımın hepsine Dastar dokuyarak onların ceyizine bıraktım ama yapılan bir emeğin karşılığı olmadığı için satmayı hiç düşünmedim. On metrelik bir dastarın dokuma işlemi on veya on beş gün sürüyor ve kolların güçlü olması gerekiyor. Emeğin değeri olmayınca da insanın gönlü buna yanaşmıyor.
Ben annemden öğrendim ve bu dokuma işini kızlarıma da öğrettim. Ama günümüzde bu işi ne kadar devam ettirirler bilemem. Burada önemli olan bu kültüre büyüklerimizin ön ayak olması ve kurslar açılarak bu kültürümüzün gelecek nesillere aktarılarak devam etmesi. Yoksa bu sanat bir kaç yıl sonra sadece duvarlara asılı kalan tarih olarak kalacak"" açıklamasında bulundu.
Mehmet Kavcı
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.