Memur-Sen'den "Zulme Rıza Zulümdür!" Yürüyüşü
Memur-Sen'den "Zulme Rıza Zulümdür!" Yürüyüşü
Giresun'da siyonistlerin Refah'a yönelik saldırılarını kınamak ve Gazze'deki direnişe destek vermek amacıyla büyük bir yürüyüş düzenledi.
Giresun'da siyonistlerin Refah'a yönelik saldırılarını kınamak ve Gazze'deki direnişe destek vermek amacıyla büyük bir yürüyüş düzenledi.
Giresun'da çeşitli sivil toplum kuruluşu üyeleri, Gazi Caddesi'nde bir araya geldi. Ellerinde Filistin bayraklarıyla İsrail aleyhine slogan atan gruptakiler, Atatürk Meydanı'na yürüdü.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Memur-Sen il temsilcisi Muhammet Sarı” İsrail'in güvenli bölge olduğunu iddia ederek masum sivilleri sürdüğü Gazze Şeridi'nin Refah kenti önceki gece katil siyonist rejim tarafından tonlarca bomba kullanılarak büyük bir katliama daha sahne oldu.
Kısıtlı imkanlarla kurulan derme çatma çadırlar içerisinde bulunan masum sivillerle birlikte yakıldı. Bu ağır trajedide 100'den fazla kişi şehit oldu, yüzlerce kişi ise yaralandı.
Bu vahşi saldırıda çoğu feci bir şekilde yanarak can veren çocuk ve kadınların kan donduran görüntüleri, kor ateş olup yüreğimizi yaktı.
Saldırılar, temel insani değerlere ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde, sivillerin yaşam hakkını her türden kuralın ihlal edildiği her ayrıntısı planlı bir vahşet olacak şekilde gerçekleştirilmiştir.
İşgalci Siyonist rejim yüz yıla yakın bir süredir Filistin halkına sistematik bir şekilde zulmetmekte,7 Ekim’den bu yana ise şiddetini büyük katliamlar eşliğinde sürdürmüştür. Bu katliamlarda kadın ve çocuklar başta olmak üzere tüm Gazze halkı etkilenmiştir.
Bugün tam 238 gündür saldırılarına aralıksız devam eden, karşısında hiçbir güç ve otorite tanımayan, aleyhinde sonuçlanan hiçbir ulusrarası yaptırımı kabul etmeyen Siyonist rejim, gerek insan haklarını gerekse de uluslararası sözleşmeleri ihlal ederek soykırım suçu işlemeye devam etmektedir..
Kadın, çocuk, yaşlı, engelli ayrımı yapmaksızın herkese karşı canice saldıran Siyonist rejim, sözde kendini savunma adı altında yaptığı saldırılarla birçok savaş suçu işlemiştir. BM raporlarında da yer aldığı üzere kimyasal silahlar kullanmış, saldırılması yasak olan hastane, okul, ibadethane gibi yerler tarumar etmiş ve Gazze’de yaşanılacak tek bir yer bırakmayarak bir milyon 400 bin insanı Refah sınır kapısında açlığa, susuzluğa ve ölüme terk etmiştir.
Tüm dünya tarafından her dakikası canlı canlı takip edilen bu soykırıma karşı merhametli vicdanlar hariç herkes kulaklarını kapatmış ve etkili adım atan tek bir otorite dahi olmamıştır.
Her 10 dakikada 1 çocuğun ve her iki saatte bir kadının öldüğü Gazze’de şehit olanların sayısı 38 bine ulaşmış, yaralı sayısı 90 bini aşmış ve insani yardıma ulaşamayan kişi sayısı bir milyonu geçmiştir.
Gazze’nin sağlık sistemini ayakta tutan başta Şifa Hastanesi olmak üzere neredeyse tüm hastaneler kullanılamaz hale getirilmiş, ibadet edilecek cami bırakılmamıştır.
Hayat kurtaran yardımların engellendiği, yardım için geçiş noktalarının kapalı tutulduğu, kıtlıktan ölümlerin artmaya başladığı, kıyımların yaşandığı, haysiyetsizliğin zirve yaptığı bir tablonun karşısındayız.
Birleşmiş Milletler, uluslararası yardım kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları şimdiye kadar Gazze'ye çok sınırlı ölçüde insani yardım sağlayabildi. Bu yardımlar bölgede açlığın, yetersiz beslenmenin ve hastalıkların yol açtığı ölümcül kısır döngüyü kırmak için yeterli olmadığı gibi Gazze kendi kaderine terk edildi.
7 Ekim’den bu yana 77 bin ton patlayıcının kullanıldığı Gazze’de 87 bin konut tamamen yıkılmış, bir milyonu aşkın insan yerinden edilerek refah sınır kapısına sıkıştırılmıştır. Son günlerde Uluslararası Ceza Mahkemesi UCM tarafından Siyonist rejim aleyhine verilen kararlar ile sözde olumlu adımlar atılmışsa da verilen kararlar Siyonist rejimin saldırılarını etkilememiştir.
Hatta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısının Filistinlilere yönelik insanlık suçu işledikleri gerekçesiyle işgal rejimi başbakanı ve savunma bakanı hakkındaki tutuklama talebini HAMAS'ın Gazze sorumlusu Yahya Sinwar, Filistin direnişinin genel komutanı Muhammed Deyf ve HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye hakkındaki tutuklama talebiyle dengelemeye çalışması mazlumu zalimle eş gören adaletsiz ve hukuksuzluğun dik alası bir tutumdur.
Böylelikle uluslararası mekanizmaların işlevsiz olduğu tüm dünya tarafından görülmüş, insan hakları söylem ve iddialardan öteye geçmemiş, söz konusu Filistin olunca uluslararası hukuk unutulmuş, ve uyutulmuştur.
Dünyanın tüm ahlaksız çevreleri, tüm kurum, kurul ve bildirileri ile bu iğrenç soykırımı sessiz bir tutum içinde onaylıyor.
Tüm bu yoksunluklar içerisinde ümmetin izzetini kuşanan, topraklarını savunan, insanlığın onurunu sırtlanan direniş gruplarının mücadelesini kendimizden utanarak takdir ediyoruz.
Direnişin aziz evlatlarının mücahedesini canı gönülden kutluyoruz.
Şehadetlerini tebrik ediyoruz.
Onları izlerken “Müminlerden bazı kimseler Allah’a verdikleri sözü yerine getirdiler, kimileri onun yolunda can verdiler, kimileri de ecellerini bekliyorlar; (vaadlerini) asla değiştirmediler.” (Ahzâb Sûresi, 23) ayeti gözlerimizde ve gönüllerimizde canlanmaktadır..
Biz müslümanlara yakışan inancımızın bizlere emrettiği tavrı kuşanmaktır.
Mücahidlerle her türlü imkan ve duamızla beraber olmaktır.
Birey olarak, toplum olarak, ülke olarak, ümmet olarak izzetli bir duruşu seçmektir.
Bu Sebeple Giresun’dan çağrımızı tekrarlıyoruz.
Siyonistlerle ve destekçileriyle her türlü ticari ilişki engellenmelidir.
İsrail’in en azılı destekçisi ABD güdümündeki yapının kontolünde kullanılan Kürecik ve İncirlik üsleri kapatılmalıdır.
Refah'tan karayoluyla düzenli yardım girişleri sağlanmalıdır.
Bölge ülkelerinin içinde olduğu Uluslararası bir yapının teşekkülünde denizden ve havadan düzenli yardım koridorları oluşturulmalıdır.
Hamas Gazze’nin, Özgür filistin ruhunun tek ve gerçek temsilcisidir. Hamas ve direniş güçlerini tasfiye edecek, denklemin dışında bırakacak siyonist tezler şartsız olarak reddedilmelidir.
Boykotun bir ibadet olduğu biliciyle hareket edilmeli, boykot gündemi hayatın bütün ünitelerine hassasiyetle taşınmalıdır.
Siyonistlere destek veren firmalara ve ülkelere karşı boykot yaygınlaştırılmalı, boykotun devletler düzeyinde ele alındığı bir aşamaya geçilmelidir,
Son olarak alanlar boş bırakılmamalı, eylem sahaları ve başlıkları çeşitlendirilerek direnişe destek devam ettirilmelidir.
Direnişe selam olsun.
Direniş Hareketlerine selam olsun.
Şehid İzzettin El Kassama selam olsun.
Şehid Şeyh Ahmet Yasine selam olsun
Şehid Abdülaziz Rantisiye selam olsun
Direnişin yiğit erkeklerine selam olsun.
Sabrı kuşana yiğit kadınlara selam olsun.
Gözbebeklerimiz şehid çocuklarımıza selam olsun.
Allah hepinizden razı olsun.