"AYRIMCILIK VE ÖTEKİLEŞTİRME OLMASIN"
Tüm Bel-Sen Giresun Şubesi yerel seçimler yaklaşırken yönetime aday olanlara yönelik bir tutum belgesi açıkladı.
Kentin yönetiminde halkın, hizmetlerin verilmesinde emekçilerin katılımını sağlayacak mekanizmaları kuran; kâr güdüsü ile değil, kamusal hizmet amacıyla hareket etmeyi taahhüt eden yerel yöneticiler istediklerini paylaşan Tüm Bel-Sen Giresun Şube Başkanı Hakan Sarıyıldız, hazırladıkları taahhütnameyi imzalamaları için yerel yöneticiler ile paylaştıklarını söyledi.
“KRİTİK BİR SEÇİMİN EŞİĞİNDEYİZ”
Yerel ve genel yönetimlerde etkili olan sermayenin kâr hırsı ile emekçileri yoksulluk, güvencesizlik, zorbalık ve şiddetin her geçen gün daha da yaygınlaştığı bir ülke tablosunda seçimlere gidildiğini ifade eden Sarıyıldız, “Önümüzdeki yerel seçimler sadece belediyeleri hangi isimlerin yöneteceği seçimi değil bugün yaşatılan karanlığın derinleşmesi tehlikesi karşısında aydınlık bir geleceğe dair umutların yeşermesine vesile olması bağlamında kritik bir eşikte durmaktadır” dedi.
“ÖZELLEŞTİRME VE TAŞERONLAŞTIRMAYA SON VERİLMELİ”
Sarıyıldız, sendika olarak adaylardan beklentilerinden birinin toplu sözleşme ve grev hakkı başta olmak üzere çalışanların sahip olduğu hak ve özgürlüklerin evrensel hukuk ve uluslararası sözleşmelerin gerisinde kalmayacağını taahhüt etmesi olduğunu dile getirdi.
Çalışanların demokratik, ekonomik, sosyal ve özlük haklarının eksiksiz bir şekilde tanınması gerektiğini ifade eden Sarıyıldız, ulaşım, temiz su, alt yapı, ısınma, çöp gibi hizmetlerin halka doğrudan, sürekli ve nitelikli ulaştırılmasını birincil görevi olarak gören ve bu hizmetleri, emekçilerle birlikte planlayan bir anlayış istediklerini söyledi.
Yerel hizmetlerin sunumunda özelleştirme ve taşeronlaştırmaya son verilmesini isteyen Sarıyıldız, kamu hizmetlerinin sürekli ve herkese eşit ulaşılabilir nitelikte olması gerektiğini söyledi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM GİBİ UYGULAMALARI, RANT VE TALAN ARACI OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMELİ”
Tüm Bel-Sen’in yerel yöneticilerden taahhüt etmelerini bekledikleri diğer talepleri ise şu şekilde:
Tüm kurum ve kurallarıyla yerellerde demokrasinin eksiksiz bir biçimde yaşama geçirilmesi.
Bunun gerekli katılım mekanizmaları üzerinden kent bileşenleriyle birlikte yürütülmesi.
Belediyenin planlamadan imara ve bütçeye kadar tüm karar alma süreçlerinde bilimsel kurallar ile eşitlikçi ve toplumcu ortak aklı esas alması.
Yurttaşlar arasında sınıfsal konum, kan bağı, cinsiyet, yaş, din veya inanca dayalı hiçbir ayrımcılığa izin vermeyerek birlikte yaşamı temel alan ve her türlü ayrımcılık, ötekileştirme, ırkçılık ve nefret suçuyla tavizsiz mücadele edilmesi.
Planlamadan karar alma ve uygulamaya kadar tüm süreçlerde toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alıp; kimsenin cinsiyeti, cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmayacağı kentler yaratmayı ilke edilmesi. Belediyelerin tüm hizmetlerinde cinsiyet eşitlikçi istihdamı esas alıp, pozitif ayrımcı bir anlayışla, bu eşitlik sağlanana kadar işe alımlarda kadın emekçilere öncelik tanımayı taahhüt edilmesi. Yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler, çocuklar ve mültecilerin toplumsal yaşama katılımını artırmaya yönelik sosyal ve kültürel tesisler, kreşler, bakımevleri, eğitim merkezleri oluşturmayı ve başta kadınlar için yeterli sayıda güvenli sığınma evleri. Kentsel dönüşüm gibi uygulamaları, rant ve talan aracı olarak değil; temel insan hakkı olan barınma sorununun demokratik çözümü ve kentte yaşayan değişik kültürlerden insanların beraber yaşayabilecekleri bir kentlilik bilinci yaratılması temelinde ele alınması. Kentlerin içinde yaşayan herkesin ortak mülkiyeti olduğu gerçeği üzerinden tüm canlılara sağlıklı ve güvenli yaşam alanları sağlanmasını güvenceye alınması. Kentleri deprem, sel ve benzeri doğal afetlere karşı dirençli hale getirilmesini tavizsiz önceliği kabul edip bu kapsamda bilimsel raporlarda belirtilen dönüşüm ve hazırlıklar ile sonrasında müdahaleler için gerekli tedbirlerin alınması.”