"DEPREMLERE HAZIRLIKLI OLALIM" UYARISI!

Sivil Savunma Uzmanı Yalçın, asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin birinci yıldönümünde deprem gerçeğine dikkat çekti.
“DEPREM BİR DOĞA OLAYIDIR”
Yalçın, “Deprem bir doğa olayıdır. Oluşumuna engel olmak imkânsızıdır; ancak ve sadece alınacak önlemlerle, en başta yıkıma dirençli yapı kültürü ile afete dönüşmesi engellenebilmektedir. Japonya ve ABD başta gelmek üzere, Meksika, Şili, İtalya gibi depremlerde büyük kayıplar yaşamış ülkeler depremi korku olmak çıkartıp, aldığı topyekûn önlemlerle ağır kayıpların önüne geçmeyi başarabilmişleridir. Biz de başarabiliriz!.. Başarının koşulları var: Depremin oluşumunu, etkilerini yeri ve zamanında doğru teşhis etmek, tarihini iyi okuyarak tahminlerde bulunmak (ki, bilim bugün yer ve zaman aralığı yapabiliyor), öngörüler geliştirmek, önleyici, koruyucu tedbirler almak, zarar azaltma çalışmaları yapmak ve iyileştirme kapasitelerini geliştirmek çağdaş, uygar bir toplum-ülke olabilmenin asli bir yükümlülüğüdür. Bugün bilim, bilgi ve teknoloji bu imkânları sunabilmektedir. Bütün mesele bu değerlere ne kadar inanabildiğiniz, kullanabildiğinizdedir” dedi.
“ÇAĞDAŞ TOPLUMLAR, AFETLERİN ETKİLERİNE DİRENÇ GÖSTEREN TOPLUMLARDIR”
Afetlere karşı topyekün direnç gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Yalçın şunları söyledi;
“Afet biliminde sık kullanılan bir terim vardır; dirençlilik. Dirençlilik; deprem söz konusu olduğunda önemi artan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. “Dirençlilik; olağanüstü durumlara karşı sağlam, güçlü, dayanıklı, her zaman hazır olan ve bu özelliğini her zaman koruyabilen ve geliştirebilen bir yapıyı ifade etmektedir” tanım olarak. Depremde dirençlilik konu olduğunda, özellikle depremden sonra hızla müdahale edebilmek (arama-kurtarma, ilkyardım, barınma gibi…) iyileştirme çabaları; ama öncesinde ve daha önemlisi etkilerini engelleyebilmek için bireyin ve toplumun kapasitesini geliştirebilmek, deprem dahil doğa kaynaklı afetlerin yıkımını engelleyebilecek veya etkilerini azaltacak politikaları geliştirebilmek, uygulayabilmek olarak nitelendirebiliriz. Çağdaş toplumlar, afetlerin etkilerine direnç gösteren toplumlardır. Dirençli toplumlar, afetin etkilerinden kısa sürede kurtulabilirken, daha az direnç gösterenlerin toparlanması daha uzun sürmektedir. 6 Şubat 2023 ve öncesindekileri irdelediğimizde, bizler dirençliliğimizi çoğunlukla acı sonuçlarını yaşayarak deneyimliyoruz… Ve bedellerini çok ağır ödüyoruz. Unutmamalıyız; afetlere direnç gösterme sadece devletin görevi değil, biz bireyler de aynı dirençlilik içinde olmalıyız… Bu anlamda; elbette başta deprem tehlikesi, küresel iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklık, sel ve taşkınlar, salgınlar vb. tehlikelerden korunmanın, direnç geliştirmenin ön koşulu toplumsal bilinçlenmedir. Bilinçlenmenin ilk aşaması eğitimse, diğeri ülkenin (bölgelerin-kentlerin) koşulları göz önüne alınarak, iyileştirici politikaların titizlikle uygulanmasıdır.”
HENÜZ ÇOK GEÇ OLMADAN VE VAKİT VARKEN!
6 Şubat depremlerinden ders çıkartılması gerektiğini ifade eden Sivil Savunma Uzmanı Yalçın şunları kaydetti;
“Bugün yeni yapı kültürünün oluşumunda, amacına uygun kentsel dönüşümlerin, deprem mevzuatlarını dikkate almanın, denetim gibi kamusal çalışmaların ne kadar değerli olduğunu daha iyi kavrayabiliyoruz; ancak bireysel hazırlıklar olmaksızın, devlet ne kadar hazır olursa olsun, tam hazır olamayacağımızın da farkında ve bilincinde olmalıyız… 6 şubattan alınacak ders; kayıplarımızı, yıkımları kader olmaktan çıkartıp, topluma “güvenli bir yaşam kültürünü” aşılama, kazandırma çabası içerisine girmektir, “henüz çok geç olmadan ve vakit varken!..” Depremler içinde olmak üzere insan, doğa ve teknoloji kaynaklı afet ve acil durumlara direnç göstermenin, karşı durmanın koşulu güvenli yaşam kültürü kazanmaktan geçmektedir.
Japonya’dan örnek verirsek; Japon insanı, televizyonda canlı yayın esnasında meydana gelen depremde, çoğunlukla oturduğu yerden kalkmadan işine, hayatın normal akışına devam edebiliyor. İşin özünde elbette depreme karşı dayanıklı tasarlanmış binalar ve bina içi alınmış önlemler var; ancak daha önemlisi, Japon insanının içselleştirdiği toplumsal öz güven ve bilinçtir. Bizlerinde aynı öz güven ve bilinci kazanabilmemiz için insanlarımızı deprem tehlikesi başta gelmek üzere, küresel iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklık, sel ve taşkınlar, salgın hastalıklar, kitlesel kazalar ve yangın tehlikeleri vb.den korumanın, can ve mal güvenliği sağlamanın ön koşulu en azından afet bilinci-afet farkındalığı eğitimleridir. Eğitimli insanımız aldığı doğru bilgilerle afet öncesinde, sırasında ve sonrasındaki çok önemli olan o “altın dakikaları” ve “zor koşullarda hayatta kalma becerilerini” en iyi şekilde kullanarak, özellikle depreme karşı direnç göstererek, hayatının devamını sağlayabilir. Unutmayalım; depremin ilk anlarında, dakikalarında, saatlerinde kimse yardımımıza ge-le-me-ye-cek-tir. Bizi sadece o andaki hazırlıklarımız ve bilgilerimiz ancak koruyabilecektir. Sırf bu gerekçelerle, deprem tehlikesine karşı planlı olmak, ailemizde, iş hayatımızda veya bulunduğumuz her köşede kimlerin, ne zaman, nerede ve nasıl davranacağını öncenden belirlemek, bizleri olası depremin etkilerinden, tehlike ve risklerinden koruyacaktır.”
“AFAD GÖNÜLLÜSÜ OLABİLİRSİNİZ”
“Yaşadığınız şehirde e-devlet üzerinden başvuru ile AFAD Gönüllüsü olabilirsiniz” diyen Yalçın şunları belirtti;
“Ayrıca AFAD Acil Mobil uygulamasını indirerek sunduğu olanaklardan yararlanabilirsiniz. 2021 yılında başlatılan, 2024’de de sürdürülecek olan ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile eşgüdüm halinde Üniversitemizde de yürütülmesi planlanan “Afet Farkındalık Eğitimleri ve Tatbikatlarına” katılımcı olabilirsiniz. Ayrıca, 1-7 Mart Deprem Bilinci Haftasında Üniversitemizin web sayfası “Haberler” kuşağı altındaki 3 Mart 2023 tarihli “Depremle Yaşamak” başlığını taşıyan; bir deprem öncesinde, sırasında ve sonrasındaki yapılacakları ayrıntıları ile irdeleyen makalelerimizi inceleyebilirsiniz. Aynı site üzerinde üst portalda yer alan “Afet Bilgisi Hayat Bilgisi” eğitim videosunu izleyebilir, paylaşabilirsiniz. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşamlarını yitirenleri bir kez daha en derin saygılarımızla anıyor; yakınlarını kaybeden, yerleri-yurtları yıkılan vatandaşlarımızın tarifi-telafisi imkânsız acılarını paylaşıyoruz.”